serçe parmağımı burun deliğinden sokup, gözümün arkasından geçirdikten sonra, beyin civarlarında yakaladığım o küçük, yaramaz, yapışkan ve yeşil şeyi, başparmağımla işaret barmağım arasında bir güzel yuvarladıktan sonra, orta parmağımı düşman kalesine ateş topu fırlatan bir mancınıkmış gibi kullanaraktan, sikimin doğrusuna fırlattım.
bilgisayar ekranında uludağ sözlük açıkken gerçekleştirdiğim bu iğrenç eylem sonrası, o küçük, yeşil ve yaramaz şey, tam olarak 'tümünü göster' butonunun üzerine denk geldi.
onu oradan almak için hamle yaptığımda klavyenin üzerine düştü ve tuşların arasına sıkıştı, klavyeyi ters çevirip salladım, fakat masanın üzerine yaldır yaldır dökülen, saç teli, ekmek ufağı, pizza parçası, kola şişesi, jant kapağı, deve nalı ve donmuş bir beyazlıktan müteşekkil döl ziyanı gibi bilumum zerzevatın içinde kendisini göremedim.
masanın üzerine dökülen bu şeyleri, bir solukta arka tarafa üfledikten sonra, boş zamanlarımda parmaklarımın arasında yumuşak ve yapışkan şeyler yuvarlamayı sevdiğimden, diğer serçe parmağımı diğer burun deliğimden beynime doğru uğurladım, bu sırada irkilerek osurdum ve akabinde göbeğimi kaşıyıp bu entryi yazmaya karar verdim.
