yabancı bir kişinin ne şartlarda türk vatandaşı olması gerektiğinin somut ispatı olan isim. uche'nin türk vatandaşlığı ne takımının yabancı kontenjanında boşluk açmak adına gerçekleştirdiği bir operasyondan ibarettir ne de milli takıma katkı olsun diye devşirme bir kişi olmuştur uche. kendi iradesiyle yaşamının geri kalanını bir türk gibi türkiye'de sürdürmek istemiş ve bu yüzden de aktif futbol yaşantısı bitse de o türkiye'den istanbul'dan ayrılmamıştır. zaten kendisi bu ülkede bulunduğu her zaman saygıyı hakeden davranışlar sergileyen ve bu haketiği saygıyı da gören bir idol profili çizmiştir. bu saygıyı sadece kendisinin sevgilisi olan, her fırsat bulduğunda da i love you uche diye bağırarak bu sevgisini gösteren fenerbahçe taraftarından değil diğer takım taraftarlarından da görmeyi başaran ender fenerbahçe sembollerinden biridir. bu konumunu da ayak kemiğinin paramparça olması da dahil olmak üzere sahada olup biten hiçbir şeye aşırı tepki vermemesine, aynı ağırbaşlılığını saha dışında da korumasına, bununla beraber türkiye'ye ve türk insanına inanılmaz biçimde adapte olup bunu diğer afrikalılar gibi ekranda şebeklik yaparak gösterme çabası içine girmeksizin gerçekleştirmesine borçludur. uzunca bir dönem türkiye'deki en yakışıklı kişilerden birisi olmasının da etkisiyle adı her daim birileriyle alınsa da hiç televole basını malzemesi olacak bir görüntüsünü de kimse yakalamış değildir. ancak artık 40 yaşına gelmiş bu insan fiziksel yakışıklılığını epeyce kaybetmiş görünmekte ama gene de sırf durduğu yerden bile karizmasını dışarı yansıtmayı başarmıştır. türkiye'de en uzun süre forma giyen yabancı oyuncu olarak ismi geçer kendisinin, ama ben onu yabancı olarak göremediğimden midir nedir bu sıfatı kullanmayı uche hakkında pek uyun bulmam. o şu an için başlıkta geçen isim altında bizim kadar yerlidir bu topraklarda artık...
