leziz ceset oyunu

entry3 galeri
    1.
  1. serkan ı$ın'ın gayet $ık bir $iiri..

    leziz ceset oyunu
    şiire sokamıyorum o çığlık seslerini
    imge kırılmasını kemik çatırdamasını
    yüzün oylumunda dönen falçatanın sus
    ku bilmez nefessiz işlemelerini azge
    lişmiş ilkel bileylenmemiş kara kapk
    ara baldıran ve neft bıçakların keli
    meler arasına girmesini ve çıkmasını
    bacakarasında sözün "sen gebesin geb
    ereceksin gebesin gebereceksin" ince
    sesli bol güneşli at gülüşlü eşşek d
    illi evliyası zamanın üzerime işiyor
    tüm ödülleri ödleri ve ülleri ile ya
    zıyor adını genç şair gardını al kim
    tutacak kirven kim olarak ben keserk
    en gıybet en bidat zamanlarda alnını
    kıpkırmızı kan kaplıyor kimdi kurban
    kalem elimden düşüyor bir cesete yak
    ıyorlar sözcüklerimi kapkara ışık al
    nımda yeniden kanıyor sesler kadınla
    r sidikli cenabet kervanlar hanlar g
    eçiyor aklımdan cennet diye düşünüyo
    rum da cennet değil elbet osmanlının
    son yılları kim kimi becerir yazarla
    r arasında hangi kadın ve erkek için
    yazılmış şiirler ve ehidna kimdir bu
    nca yıldan sonra hunca parfüm kokusu
    ile kıllı yüzünden evler akşamlar gü
    neşler akar hürriyet sokaklarında am
    ansız gülüşlerle mahkumların zincirl
    erine ellerini dolar sıkar boynunu s
    ıkar sıkar da sesini bir kutuya koya
    r kitap yaparlar düşlerinden duvarla
    r arasında koca koca kuranlar dua et
    dua et.

    şiire sokamıyorum o çığlık seslerini. dudaklarım kilitli kente
    anlatamıyorum sevgilime imge kırılmasını kemik çatırdamasını
    yüzün oylumunda dönen falçatanın susku bilmez nefessiz işlemelerini.
    öyle
    bir bıçak ki
    az gelişmiş ilkel, taş, parlak, bileylenmemiş, kara, kapkara
    baldıran formülleri ve kaseler getirtiyorum avrupadan
    ve neft bıçaklarımı diziyorum masalara gümüşi kuzgun iç sofa ruh
    anlatamıyorum sevgilime
    adının kelimelerin arasına girip çıkmasını
    sözün bacak arasından akıyor imge ya bağırıyor bana
    "gebesin sen gebesin gebereceksin bunca şiirden sonra
    gebereceksin bunca şiirden sonra ah yazık!"
    ince sesli yayınevi sekreterleri ve büyük
    yazarların bol güneşli ofisleri sabahları
    bir poğaça biraz çay ve sonra captain black
    tek lüksü evinden çıkıyor ya dosyalar çok üşüyor
    nereye gidiyor şair, nereden geliyor, kaç gram
    bir kağıda, hangi kapakla bitecek bu işkence
    dosya dönüyor dolanıyor, orada burada unutulabilir
    10 yıllık emeği genç şairin masanın üzerine konuyor
    sonra çay ve kahve ve ince belli sekreterler arasında
    birkaç kötü kitap adı ve anılar sakarin anfizem diyazem
    yüz asılır bacak sallanır konuşma biter ustası siktirip
    gider de genç şair susmaz konuşur duvarlarına ofisin
    adlar sıralanır ya kitaplar görür şair nesnelerin en hası
    çıkar gider ya sonra gider ya düğümlenir kasıkları
    sokakta hayvan yolda tökezlemeden bakar okuyucusuna
    o göt yalayıcısına o kolay kancığına o allahına
    gözleri kitap kapaklarında sıcaklığında sözün
    özgürlüğü iskelede görür dümeni kırık ofisinde yatar
    yayınevinin çarpa çarpa bilenir bilenir kekre bıçağı
    isyanın baldıran sürülür ince ince kelimeler tezler
    arada kalmış o sülük ayetler dizilir alt alta tek
    bir yazı der içinden, kurar çatısını kara büyü ile
    kurşunu eliyle mengenesinde işler babasının
    tornasında sivriltir çeliği taşaklarından döker
    kızgınlığın yaşam biçimi olduğunu ise
    bir epigrafla diker sol marjine
    sol marjine gider çiviyle diker epigrafı
    defterine not eder:
    her kim ki kitabını vitrinde seyreder...
    sonra çiçeğin açmasında bulur kendini
    yeni şiire gebe neft bıçaklar gümüş gecelikler
    kadınlar sevgilisine döner
    gebeyim evet der gecereceğim ve gebereceğim
    kadın esmer tutkusuz bir koca bekler kredi kartları
    adlar isimler kartvizitler küçük burjuvadır ya
    kediler gibi miyavlar "mivuuuy" "miyuuv"
    her zevke keyfe kader keder uç verir
    memeleri ud çaldıkça şiir dizer genç şair
    ekmek bıçaklarına mikserlere karmaşık
    gazete küpürlerine ve iki kitap yazmış
    bir fırlatma olur birden aynadan kendisine bakan!
    düşle yaracaktır özgürlüğü ve satenden bir kent
    düşler yumuşak alnında camiler havralar ağıtlar
    zılgıtlar yatar ince folyo mektup zarflarında
    kibrit kutularında saklar ince kirpiklerini
    ve birden 100 sayfalık bir ilk şiiri ateşe
    veren türlü türlü aşk başka aşk başka aşk
    kartpostalları getirir postacısı
    titrer elleri aşktan
    ve durmadan
    baştan
    baştan
    şiire sokamıyorum o çığlık seslerini
    çıkaramıyorum da hangi kripto uzmanı
    bulacak gizli teranesini şairin
    çözecek anlamın türevleri arasında integraller
    inmeler dikmeler arasında yüzler kadın adaları
    sakarin kutuları hastalıklı çocuk suratları
    iki kelime arasında gece ve şeyler
    bir kelime ki dudaktan
    bir kelime ki allahtan
    ve durmadan
    baştan
    baştan

    30.4.2002
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük