bir yazarın sabit okur kitlesi

entry1 galeri
    1.
  1. 'bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyim''ine paralel bir kitledir kannımca.

    yani, duygusal, ya da çıkarcı olsa da hemen hemen her yazarın hoşuna giden, okur kitlesi, ya da arkadaş ortamı..

    kendi açımdan söyleyim, yazma kabiliyet olsa da olmasa da, istisnasız tek ortak yönleri, iyi birer tespitci olmaları. çünkü, yazım tarzım olarak, çok çok dipte birisi olarak, buna ''rağmen'', eğer takip ediyorlarsa, cümlenin başında, bir de sonunda okumanın yetmeyeceğini, çoğu zaman ortayı da okukup, asıl söylemek isetdiğimin, orda olmasını bilmelerinden ötürü. ya da ironilere bir nebze de olsa aşina olmalarından ötürü, takip eden yazarların bir çoğu inanılmaz, gözlemci, tespitçi..

    zaman zaman, sıılıp, hatta ne yaptığımı kaybedip, kendimi bulama ya da bir başka pencereden kendime bakma adına, yorum isetdiğimde, aleni belamı sikebilecek kadar, keskin gözlemlere sahip oluyorlar. öyle ki bazen, rahat rahat kendime bile itiraf edemeyeceğim, özelliklerimi, iyi ya da kötü yönlerimi bir anda vuran, yazarlar. bu yönde olmaları benim açımdan çok büyük bir şans.

    mesela, okunma olarak, misal böyle arada cümlenin ortasında kopuyor olmama rağmen, mesela şimdi, buradan kesip, bir kaç dakika, en sıkıcı konu neydi lan, hah, organik kimyadan ya da türkiye ekonomisinin, reel sektörde, özellikle bankacılık açısından son yıllardaki şusunu busunu anlatsamda, bazen iyi bir küfür savursada, okumayı yarıda bırakmayan bir okur kitlem var..

    hızlı yazımdan, ve çoğu kez internet cafelerden girişimden ötürü, eksiltili, devrik cümlelerime, olanca harf hatalarıma, ve başı sonu belirsiz olabilen insanı fena yoran yazılarıma rağmen, yine de okuyan bir kitle.

    sadece yazı olarak olsa yine iyi, andreas tangen, karakteri olarak da insanı fena yoran, nazı, siniri, şunu bunu hiç bitmeyen, birisine ''katlanmak'' ta çok zor oluyordur sanırım. mesela, çoğu zaman, bırakacağını sözlükten bildiren birilerine, çok sert fena kaysamda, gün oluyor, ühüülü bir giriş cümlesiyle, ben gidiyorum diyebiliyorum. ya da ilk bata entrylerini çok güzel bulup, bu güzel sürekliliği anormal biçimde can sıkmasından ötürü, birden eleştirmeme, ortada bir şey yokken alışık oluyorlar bir çok kez.

    serkeşst, sağı solu belli olmayan, pimi çekilmiş bir bomba. dahası bazen, ''samimiyetttt'', dürüstlük gibi yırtınırken, bunu bazı zamanlar en az kullanan, kendi içinde çelişkili, ve kendini beğenmiş, huysuz bir ite katlanmak zorunda kalıyorlar.

    o yüzden, bu kadar, sinir, inat, tutarsız bir yazarı takip ettiklerinden enteresan bir hal oluyorlar. daha önce hiç ihtimal vermeyeceğim, görüşü zıt, hatta bana arada da giyrirmiş bir yazar çıkıyor ve bir uçarı yazıma karşılık anından, hafız şu şöyleydi, seni takip eden birisi olarak, şöyle demen sana uymamış, ya da bu sen değilsin gibi, beni şaşırtabilen, enetresan ''deli'' bir kitle var. yazar ''Deli'' okur, ''deli'', yani bir trajik komedya da akıyoruz hep birlikte.

    dahası, beni sevmediği halde, okuan, takip eden, ne yorum yapan, ne oy veren, hatta aradaa da eksi verip, daha çok nefret eden ve her nefretinde bir parça daha okuyan yine garip bir kitle var. iyi bilirim, bir kaç sözlükte, nereye gitsem, beni bularak, dahası her zaman sevmemiş biri olarak, bir yılın sonunda, artık yakın olarak seviyorum diyen, yine bir başka ''deli'' grubu.

    tutarsızlıklarımı, çok bilşmişliklerimi, bazen aşırı çocukluklarımı bir şeye veren, değişik bir okur kitlesi. gerizekalılığıma veriyor galiba pezevenkler. mesela daha şu sözlükte yazarsam ya da şöyle yaparsam beni hoplatsınlar diyorum, sonra tekrar yapıyorum, yine de bana küsmüyor. ya da direk ona karşı, çoğu zamanda haksız olarak, bir anlık bi şeyle saldırıyorum, hatamı örteliyor ve yine de bi şey demiyorlar. beni başka şey olarak görüyor galiba pezevenkler.

    dahası en çok belki de kadınlar ve kemalistlere saldırsam da yine en iyi takipçilerim, en sağlam takipçilerimin onlardan olması anlaşılır gibi değil. ulan, el birliğiyle deli edeceksiniz beni.

    bu arada, buraya kadar yazdığım yazılarda bi şey sezdiniz mi? hani, şöyle, hafif meşrep kızların, tek kötü yanım, insanlara çok iyilik yapıp, güvenmem şekilli, çok kötü yanlarını!, söylemeleri gibi, esasında aralar da da kendimi övdüğüm, sikik bir iş.

    neyse ya böyle işte, görüyorum gözleriniiii, her an rüyamdaaaaa, seni seven gönlüüümmmmm, sanki bir suuu ( böyle bir gerzek şarkı yok ve osla da söylemezdim, senin gibi, oğlanlığa meyillilerin hoşuna gidebileceği bir tarz bu!)

    bir ayzarın bir okur kitlesi, aslında bir parça da yazarı oluşturan, kimi zaman yönlendiren, hatta yaratan. o sebeple, herkes okuru oranınca bir şeyler olabilir bir parçada.. sabit olması, çoğu zaman güzelken, kendini yenileye bilme adına, esnek bırakmak ta kendi elinde..
    0 ...