hürriyette yayınlanan söyleşinden bir kesit (haber:faruk bildirici):
--spoiler--
evlilik
angutluk edip kendimi bağladım
lisede hiç kız arkadaşım olmadı, üniversitede de... 18-20 yaşıma kadar pastaneyi sadece pasta alınan yer zannederdim. meğer oğlanlar kızlar orada masaya oturup limonata içiyorlarmış. fazla korunan bir çocuk olduğum için böyle şeyleri bilemedim. arkadaşlık teklif ederdim ama olmazdı. arkadaşlık teklif edilmez, olunurmuş. bir-iki kız arkadaşım oldu ama köklü bir şey değildi. zehra, dil tarihte psikolojide asistandı. ertuğrul diye ortak bir arkadaşımız vardı. zehrayı beğendiğimi ona söyledim. o gitmiş zehraya, üstün seninle evlenmek istiyor demiş. zehra ile kızılayda ali uzun pastanesine gittik. üstüncüğüm biliyorum, ertuğrul söyledi dedi. ben ona bir şey teklif edemedim. o yazı öyle geçirdik sonra söz kestik, nişanlandık. kısa süre sonra da 85te evlendik. şimdi ara ara evlenme teklif ediyorum, ay bıktım 40 yıl oldu diyor. üstün bey eşinden ayrılmış diye bir söylenti çıktı bir zamanlar. televizyona eşimle birlikte çıktım dedim ki, kimse üzülmesin zehra dökmen ile ayrılmadım. aaa bu ikinci eşi! ikinci kez televizyonda dedim ki, zehra dökmen ilk ve son eşimdir. yani angutluk edip kendimi bağladım. angut, kuş biliyorsunuz. bir eş seçiyor, birisi ölürse diğeri eş tutmuyor hayat boyu. sadakat benim için önemlidir.
--spoiler-- http://www.hurriyet.com.tr/pazar/15552605.asp