hayat çok yönlüdür. "hayatına..." kimine göre ölüm, kimine göre terkedilmek, kimine göre sikilmek.
arkadaşım yanımda, emin misin abi? diye sordu bir an, gözlerine baktım ve kafamı olumlu şekilde salladım.
"hayır abi, sen değil, ben giriyorum topa, kaybedersen ben çekeceğim gerekeni." bu hareketi beni gerçekten çok şaşırttı, çünkü benim arkadaşım, hırsız, başbelası ve tam bir orospu çocuğu olmalıydı. bu ibne nasıl olur da böyle davranabiliyordu hayret etmiştim, bir insanı daha tanıyamamış olmanın verdiği eziklikle bir an için ağzımdam, "tamam" kelimesi çıktı ve kontrolü kaybettim.
rakibim parayı havaya attığında paranın her turunu yaşadım. para eline düştüğü andaysa kalbim çıkacak gibiydi, sakin olamıyordum. orospu çocuğu arkadaşım dengemi alt üst etmişti. kazanacağıma emin olduğum oyunda içime tuhaf bir korku salmıştı.
"ters mi düz mü?"
"ters"
elini havaya kaldırdığındaysa müptoyla, orospu çocuğu arkadaşımla gözgöze geldik.
"abi..."
"abinin amına koyiyim, sen nasıl bi adamsın? senin yüzünden arkadaşım sikilecek." diye bağırıp saldırdım. tekme tokat dövüyorum, öldüresiye... rakibim tuttu beni,
"malıma zarar gelmesini istemiyorum"
haklıydı, mal onundu artık. yapacak, diyecek birşey yoktu. müpto'nun yüzüne baktım ve okkalı bir tükürük attım.
"abi... senin için..."
yaşadığım hayalkırıklığını koltukta bir dal sigara içerek bertaraf etmeyi denedim, olmadı... olmalıydı... sigaramdan 3. nefesimi çektiğim esnada müpto çırılçıplak ve yüzüstü yerde yatıyordu. üzerine çullanmaya hazır olan rakibim ise bir sinek yılışıklığıyla etrafında tur atıyor ve totem dansı yapıyordu.
müpto gözlerime bakıyordu nemli nemli, kafamı diğer tarafa çevirsem de gözlerim müptonun çaresiz bakışlarına kayıyordu, ne olursa olsun bu çocuk benim için yapmıştı bunu, bana adamıştı kendini...
çok fazla düşünecek zamanım yoktu, birşeyler yapmalıydım... rakibimin dansını kestim ve kolundan tuttum,
"hadi hadiiiii, ne yapacaksan yap, baksana şuna, lanet olsun, lanet olsuuun. çabuk yap gidelimmm." diye haykırdım mutfağın ortasında.
asil bir at gibi arkadaşımın üzerine çıktı rakibim, sessizdi etraf. çıt yoktu, tek duyduğum ses babannemin eline nemli krem sürdükten sonra ellerini ovuşturduğumda çıkan sesti...
gözlerimi kapatmak istiyordum, yapamıyordum, müpto, can dostum, bir fare leşi gibi üzerinde tepiniliyordu... dikkatimi dağıtmak için müzik dinlemek iyi fikirdi, radyoda duyduğum ilk şarkı sözü,
"i'm a monster, i'm a killer, i know i'm wrong, yeahhh"
iyice kafayı yemek üzereydim, müpto artık can çekişen bir arı gibi boş gözlerle bana bakarken rakibim işini bitirmişti. benn... ben çare ararken müpto orada...
sessizce giyindi, acıyordum, koluna girdim, kapıya geldik, ayakkabısını giydi, ben bağladım ayakkabılarını. yolda giderken sessizdi, "müpto?" dedim.
"abi ne dersin şurada tantuni yiyelim mi? kliması da varmış bak."
ağlamaklı oldum, hayatımda 2. kez ağlamak üzereydim, hiçbirşey olmamış gibi davranmaya çalışıyordu, kıyamadım, destek oldum, yanında oldum.
tantuni yedik, ben ısmarladım, eve bıraktığımda balkonda annesi seslendi,