her dört kişiden birinin ahmet ismini taşıdığı kebap şehri. geçen sene gaziantepspor-beşiktaş maçı için thy ile yolculuğa başladığımız andan itibaren bu şehri ve damak tadını hissetmeye başladık. uçağın ansızın girdiği türbülans yanımda oturan ahmet isimli gurbette çalışan, antep'li ahmet kardeşimizi tanımaya vesile oldu. ahmet bir yandan hatim indirirken diğer yandan bizi kesip ulan bu manyaklar istanbul'dan antep'e maçamı gidiyor der gibilerinden bakınıyordu. ahmet'in indirdiği hatim kabul görmüş olacak ki çok şükür kazasız belasız türbülansı atlattık. türbülanstan çıktığımız andan itibaren uzun bir sohbete daldık ahmet'le. uçak indikten sonra muhabbeti kadar kendide güzel olan ahmet ısrarla taksiyle bizi şehre bırakma talebinde bulundu, bizimde her daim ruhumuzun bi kenarında bulundurduğumuz sinyalci yönümüz hayır cevabı vermemizin gereksiz olduğunu hatırlattı ve ahmet ile yola koyulduk. evi merkeze yakın olan ahmet bizi iş yerinde misafir edip stada doğru yolculayacakken ansızın yan dükkandan başka bir ahmet daha fırladı ve bu ahmet hasta beşiktaş'lıydı, diğeri gibi bu ahmet'te ısrarla bizi çay içirmeden bırakmayacağını söyleyip işi kebap yedirmeye kadar götürdü. daha sonra ahmet hepten kontrolden çıkıp işi maç biletimizi almaya kadar götürdü. dümenden de olsa yapma ahmet, etme ahmet desekte bu yapılan güzellikler bizi mest etti. daha sonra iki ahmet, bir cemil ve bir serci1903'den oluşan bu güzel ekip stada vardık. stada vardığımızda bu iki ahmetin ortak arkadaşı başka bir ahmet ile karşılaştık. ortalık ahmet'ten geçilmez olmuştu, bu güzel insanlar ne kadar misafirperverse gaziantepspor' da bir o kadar acımasız ve hoşgörü yoksunuydu. beşiktaş'ımız koca ilk yarı rakip kaleye birkez bile gidememişti ve nitekim oynayan ve hakedenin kazandığı bir maç olmuştu. maç bitmişti ama ahmet'in resitalleri yeni başlıyordu. bizi aracıyla havaalanına götüreceğini onunla da yetinmeyip bizi baklava yemeden göndermeyeceğini söylemişti. artık inceden inceden ahmet'in son peygamber olduğuna inanmaya başlamıştık. bizi havaalanına bırakan ahmet uçağa binmeden önce bir anne edasıyla ne yaptınız kaç dakika var uçağına kalkmasına tarzında sorularla hepten bizi himayesine almıştı. artık antep'ten hareket etme zamanı gelmişti. uçak rötarlıda olsa kalktı ve yaklaşık 1 saat 15 dakika içerisinde istanbul'a iniş yaptık, tam kız arkadaşıma haber vermek için telefonu açtım ki sizlerinde tahmin edeceğiniz üzere ahmet aradı ve soru netti, - abi indiniz mi? cemil abi ve beni bir şok hali almıştı ve o gün bugündür memleketimizi soranlara antep'liyik demeye başladık ve biz antep' e aşık olduk.