--spoiler--
kick(dürtme) olayını absürd buldum biraz. her rüya seviyesinde biri kalıyordu. birincil seviyeli rüyalarda düşer gibi olduğunda uyanıyorlardı. rüyanın derinliği arttıkça kick'e abanıyorlar deyim yerindeyse. ikinci seviyeden daha derin rüyalarda da olay farklı cereyan ediyor. ariadne, cobb'un evinden atlayıp kick yiyor askeri üstte uyanıyordu. araba nehire uçarken (ki bir türlü uçamadı) o arada kaç level atladılar. askeri üs patlatılıyo, asansörde uyanıyorlar. asansör patlıyoo, arabada uyanıyoolar. ama bu karmaşa güzeldi.
kadının ismi çok mal'dı. evet bildiğin mal. ismi bu. cobb ise, dom. dom & mal. araf olayı çok güzeldi. kendi dünyan var ve kimse yok. paradoks güzeldi. yolun ortasından geçen tren sahnesinde dumur oldum. ariadne, böyle tasarladım napayummm diyor o arada. film sırasında uyudum.yorgundum biraz. 3-4 dakika. acaba gerçekten rüya mı görüyorum dedim kendi kendime. uyandığımda 10-15 m önümde bir beyin savaşı hala devam ediyordu.
cobb'un yavrucaklarından kaçması da kendince bir suçluluk duygusuydu. mal'a acayip tav oldum. bir kere hiç romantik bir kadın değil. bundan anne falan olmaz. cobb, ölürsen uyanamazsın demesine rağmen attı kendini. filmin efektleri gerçekten bir emek ürünü. nolan ben buradayım diyor yani. hans zimmer'in filmde soundtrack olan kullanılan müziği çok hoşuma gitti bu film için. hatta az önce bir kez daha dinledim.
son sahne ise, cobb'un umrunda olacağını sanmıyorum. o topaç düşse ne düşmese ne? ama iyiydi, güzel bir sondu, ezdi diyebilirim. cobb çocuklarının yüzünü gördü. filme salt sarkastik düşünceyle bakmak biraz jakoben kaçar, benim şahsi fikrim. ortada ciddi bir emek var. ama abartılmaması taraftarıyım ben. hehe. sonuçta nolan, fikir ekmek, düşünce, rüya, paradoks, gerçeklik arasında bir şerit sunuyor önümüze. seyir zevki yüksek, heyecanlı, negzel bir şey bu...
o değil de kendime acilen bir totem bulmalıyım. ahah...
--spoiler--