tek kelimeyle harika bir biçimde geçmiş maç. tarih yazdık.
ilk çeyrekte, slovenya her takım gibi sayı bulmaya yöneldi, hatta öne geçtikleri oldu. ilk çeyrek performansı her takımın hemen hemen aynı olur. sayı atmalar, rebound almalar felan. ama ikinci çeyrek slovenya'nın istediği gibi pek gitmedi. ersan'ın üçlük çizgisinden bulduğu müthiş sayılar, farkı açtı. yugoslav ekolünün bir temsilcisi olan slovenya karşısında fark, gitgide açıldı. savunmada göstermiş olduğumuz mükemmel performans ve başarılı hücumlarımız farkı biraz daha büyüttü.
ilk yarıyı 19 farkla önde kapattık. ilk yarıyı önde kapatmak, ikinci yarı için olumlu katkılarda her zaman bulunur. slovenya gibi zorlu bir rakip karşısında bu kadar rahat bir farkın moralimizi ve konsantrasyonumuzu zirveye çıkardığına da hiç şüphe yok.
üçüncü çeyrekte yine aynı oyunumuzu, hatta biraz daha iyisini ortaya koyup sayı bulduk, savunmadaki görülmeye değer performansımız ise slovenler'in sayı bulmasını bayağı zorlaştırdı.
tabi durum böyle olunca slovenya, umutsuzluğa kapıldı. son çeyreğe 28 farkla girip, slovenlere dördüncü çeyrekte de fırsat vermedik.
elbette bu maçın zorlu geçeceği konusunda pek çok kişi hem fikirdi. ancak böylesine rahat bir biçimde oynayınca, üçüncü çeyreğin sonlarında "ver elini yarı final" dememiz mümkündü.
son çeyrekte de başarılı oyunumuzu sergileyince, yarı finale çıkmamız için hiçbir sebep kalmadı.
maçın belirli bir kahramanı yok, oyuna girip çıkan herkes aynı mücadeleyi, aynı azmi gösterdi. bu maç için özellikle tanjevic'e teşekkür etmek lazım.
bu maç bizlere bir kez daha gösterdi ki savunmadaki bu direncimiz, başarılı hücumlarımız ve taraftar desteğimiz ile yolumuz finale kadar gidebilir.
sana olan güvenimizi boşa çıkarmadığın için teşekkürler 12 dev adam!