başörtüsü, şu anda türban karşısında bi taraf olup devamında bertaraf olsa da, eskiden normal hayatta, normal olan insanların yani kadınların çarşıya pazara çıkarken saçlarımız rüzgarla uçuşup ahenkle dans etmesin de etrafa yanlış mesajlar yollamasın amaçlı kullanılan bir saç aksesuarı idi. yani açık ortamlarda kullanılır, kapalı ortamlarda pek rağbet edilmezdi. şu anda rağbet eden kimse kalmamıştır. adı gibi bir örtüdür nihayetinde.
türban ise, bakın bakın da müslüman kadın nasıl olurmuş görün diye bas bas bağıran, kerameti kendinden menkul, dünya yansa dokunulmaması gereken kutsal bir varlığa dönüşmüştür. insanlık hali, namaz bozulabir kazası vardır. oruç, bozulabilir kazası vardır vs.
ama iş türbana geldi mi bilmem ne suresinin bilmem ne sözünden öyle bir kesinlik çıkarılır ki tüm diğer şeylerin bunun karşısında esamesi bile okunmaz.
daha da ötesi, bir yandan islamiyet, müslümanlık işte budur, beğenmeyen olmasın deyip diğer yandan zora düşünce herkese özgürlük nameleri atmaya engel teşkil etmez o müslümanlık.
batıda serbestmiş. batıda henüz misafirsin. batı kendi dini ile zamanında gerektirdiği kadar meşgul oldu. batı, şimdi senin dininin kendi corafyasında kendi çıkarlarını korumakla meşgul.