sunny diye bir vantilatör markası vardı ya. o vantilatörden bizde de var. yaptığı iş ise pervanesinin kendi etrafında dönmesi. daha iyi markaların çok pahalıya yaptıkları bu işi sunny de yapabiliyor. çok ilginç bir mevzu bence bu. bir gün sevgili sunny'i karşıma alıp konuştum, bak dedim sunny kardeş. benim en birinci kankamsın sen, yine de adam ol aklını almayayım. öyle kendi etrafında dönmek iş mi lan gavat. "tabi iş yarrağım, yap bakalım sen yapabiliyor musun" diye cevapladı kankam sunny. önce şaşırdım. dili pek bir uzamıştı sunnynin. kendi etrafımda döndüm bir müddet ama onun kadar başarılı değildim. hemen özür diledim kankamdan. dedim ki "senin yaptığında büyük sanat". "sanat değil o cahil, zanaat zanaat" diye cevabı suratıma vurdu adeta.zanaatle sanatın arasındaki farkı sordum, o da anlatamadı. apıştı kaldı, üzüldü çocuk. beti benzi attı. baktım içerden iki duble rakı kapmış gelmiş. gel balkonda iki muhabbetin belini kıralım, dedi. ona, kendisinin bir vantilaör olduğunu ve dışarı çıkmasının anlamsız olduğunu söyleyince bana anlayış gösterdi. o zaman dedi, "gel kanepede içelim". çok hayat dolu bir vantilatördü sunny. biraz dertleştikten sonra elektrikler kesildi, hemen sustu. ulan dedim demek sende yalanmışsın. elektriğini verdiğimiz zaman kankam, canım, ciğerim, elektriği kesince, hiç oralı değilmiş ayakları. işte dostlar benimde hikayem budur. tekrar görüşmek dileğiyle, sağlıcakla kalın dostlar...
