yağmurlu bir gündü otobüs durağında bekiyoruz üç kişiyiz. yanımda bozuk para yok, para bozdurayım dedim,baktım etrafta market var mı falan diye, bulamadım. durakta benimle birlikte bekleyen o sevimli şeye * ve bayana sordum,yok dedim tamam neyse..
şöför sorun çıkarmadı aldım bileti geçtim oturdum.
çocukla aynı hizadayız ama ben ilgilenmiyorum pek
müzik dinleyeyim dedim demez olaydım.aldım telefonu elime mp3 ten bi şarkı açtım dinliyorum.
bu arada çocuk yan gözle süzmeye başladı .ben oralı değilim anlamamazlıktan geliyorum izlendiğimi. o gün saçlarımı da hayatımda ilk kez kıvırcık yapmışım, kasım kasım kasılıyorum tabi güzel oldular diye.. tamam diyorum yakıştı bana bu model.
velhasılıkelam,
üç beş durak gidiyoruz benim keyfim yerinde, kulaklığı bir an için çıkarıyorum o an neye uğradığımı şaşırıyorum. benim sevgili telefonum otobüsün içinde bangır bangır müzik çalıyor. meğer hem kulaklıktan hem hoparlörden ses verecek şekilde ayarlamışım. yüzüm kıpkırmızı bir halde dakikalardır saçım başım için beni süzdüğünü sandığım çocuk aslında "salağa bak canlı yayın yapıyor" diye düşündüğü için bakıyormuş.
hiçbir şey olmamış gibi kapatıyorum müziği ve canlı yayını bitiriyorum.* kalan 4 durak nasıl geçti hatırlamak dahi istemiyorum.
geriye rezil olmuş bir ben, inerken dahi acıyan gözlerle bana bakan otobüs ahalisi kalıyor.
artık bana doğru bi bakış gördüğümde kendimi kontrol ediyorum, ne abukluk var bende diye.*
tedbiri elden bırakmamak lazımmış, geç anladım.
edit: uykusuz bir halde ve kapkaranlık bir yerde girdiğim entryde oluşan hataları anında fark etmeme rağmen bağlantım dolayısıyla hemen değiştiremedim, üzgünüm.
koştura koştura ayar verme çabasında olan user kişiye selamlar.
özel mesajla uyaran arkadaşlar paranoid dreamer ve miceddere yiyen adam'a teşekkürler.