ağustos ayı itibariyle yaklaşık bir hafta kaldığım güzide balkan, avrupa, türkiye şehri.
- selimiye camii'yi ışıklandırma ile bambaşka bir güzelliğe büründürmüşler. görür görmez nutkum tutuldu. (akşam vakti sera cafe'de selimiye'ye karşı çay içmeden göçmeyin bu dünyadan)
- esnafı halkını göz aşinalığı bile olsa tanıyor ve biliyor.
- yollar hem tertemiz, hem de her refüjün ortasına çiçek böcek heykel kondurulmuş ki, şehri gelinlik kız gibi süslemiş hamdi sedefçi, takdir ediyorum. (hem çalıp hem yiyen hem de çalışan bir belediye başkanıymış.)
- adını yanlış hatırlamıyorsam saraçlar caddesini küçük istiklal yapma yolunda adımlar atılmış. ışıklandırmalar, havuz, ve bunun gibi detaylarla istiklal kadar büyük olmasa da hem modern hem de sevimli bir görüntü oluşmuş. tebrik ediyorum.
- osmanlı'nın başkentliğini yapmış ve 2 kere işgalden kurtulmuş bir şehir olarak her heykelin bir anlamı var. doğrusu unutulmaması adına yapılan bu hamleler beni etkiledi.
- evler selimiye ve çevresindeki bölümlerde daha çok eski osmanlı konaklarından bozma. işgaller nedeniyle pek çok önemli ibadethane de hasar görmüş durumda. devletin acilen el atması lazım burdan yetkililere bir ümit sesleniyorum.
- insanları kesinlikle canayakın.
- anadolu bozkırından kopup gelen bir birey olarak yeşile doydum desem yalan söylemiş olmam. özellikle meriç nehrinden ötesi yeşilin her tonuna ev sahiliği yapıyor bu güzel şehirde.
- insanları trafik işaret ve işaretçilerine günün her saati uymaktadır efendim. burdaki bi entry de okuyup teyit etmek istedim ve gerçekten öyle.
- birbirine saygılı insanlar yaşar bu şehirde. kimseye ramazanda sokak ortasında su içiyor diye dik dik bakmaz. ya da kimse 50 60 yaşlarında üç bayanı, şehrin göbeğinde gecenin bir vakti şen şakrak çay içiyorlar diye yadırgamaz.
- onca şehri görmüş şu ömrümde "ben burda yaşarım be!" dediğim yegane şehirdir.
- müslüman olanın görmeden ölmemesi gereken, tarihe merakı olan ve biraz medeniyet görmek isteyen herkesin bir kereliğine görnesi gereken şehirdir edirne.