birazdan giderim ben
ay ışığı avucumda
o burukluk var ya var ya
kah kirpiğimde, koynumda
dağlar senin karın var mı
tutunacak dalın var mı
içilecek suyun kanlı hey
bir kararın arifesinde kendi dünyamı kurmaya çalışırken hüzünlüyüm
dünyanın bütün ölümleri niyetine sevdamı ağlattım
sevmelerimin adını her bir mezar taşına
göz yaşlarımı nisanlara bıraktım
kayıplarda köşe kapmaca oynadım
bazen hüznü kayacıklığının çıplaklığını sarmalar
yedi dağın çiçeginden koklardım
ay şiir yıldızları heceleri yakar
kazanmadan yitirdiğim canım geceleri yazardım
puştuna sevdalara kibrit çöpü oldum
ihanete puştluğa mührünü koyup imzasını atanlara selam bıraktım
şimdi gönül derbeder harlanır
merhamet tohumlarını yaktım
yumak yapıp acılara sardım
yaratan güneşin parıltısını saçlarıma yıldızları üstüme atarken
gölgesini unutmuş neyleyim
ezginliğin tarlasında büyüyüp kahpelikte hasat olurken
verip de alamadıklarımı batıp da çıkamadıklarımı sayamazken
sazım dertleri dillenir beter ederler söylenir
hicazlar kardaşım şimdi
vakit dardadır darlanır
ölüm çıtırdısı duyanda taş bile yarılır
şimdi dağların yari yok dalına kuş konmaz
ırmağında durulmam
gecenin hüznünde tutarım demini
iki diz çökümü ağlayan ararım
birazdan teneşirde yıkarlar beni
birazdan giderim ben
ay ışığı avucumda
say ki karşılaşmadık
say ki yüreğine konmadım
say ki en büyük derdim asiliğimi haykırıp da sevda türküleri söyleyemeyişimdi
say ki karşılaşmadık
minik bir kuş çığlığında
say ki hiç görüşemeyiz
ne karında baharında