takımımıza başından inanıyordum ve güveniyordum. ama rakip ters gelen fransa olunca insan ister istemez şöyle bir durup düşünüyor. ama bu maç ciddi anlamda sağ tarafta 18+ yazısıyla oynanmalıydı.
fransızlar zaten sadece ilk çeyrekte oyunu dengede götürebildiler. ikinci çeyrekte kenardan gelen sinan güler topu ne zaman alsa içeri girip sayısını bırakabildi ki bunu bütün maç yapmış olması kuvvetli savunmamızın yanına ne kadar iyi bir hücum gücünü de eklediğimizi göstermiştir.
üçüncü çeyrekte ise bir toplu tecavüz söz konusuydu. savunmada fransızları oynatmadık, her hücumumuzda da keyif aldım açıkçası. dördüncü çeyreğin başında guardsız kalmanın da verdiği etkiyle biraz bocaladık ama sinan muhteşem oynayarak o açığı da kapattı.
umarım kerem tunçeri'nin sakatlığı ciddi değildir ve slovenya maçında oynayabilir. çünkü kerem olgunluk dönemi denilen dönemde ve ciddi anlamda takımı inanılmaz yönetiyor. hücumdaki nokta paslarının yanı sıra savunmada topa yaptığı baskı on numara. zaten takımımızın savunmasından bahsetmenin çok gereği yok. turnuvanın en iyi topa basan takımıyız denebilir amerikayla birlikte.
inanmaktan falan bahsettim entrynin başında. bu maç aynı zamanda ilahi adaletin olduğuna da bir kez daha inanmamı sağlamıştır. sen amerikadan kaçıcam diye rakibine yat daha. eh amerikayla oynamadan bitirdiler turnuvayı, demek ki plan tutmuş.*
artık çarşambayı bekleme zamanı. sözleştiğimiz gibi sloven arkadaşımla oturucaz, açıcaz biralarımızı ve umuyorum milli takımımız maç sonunda onu da sinir etme fırsatını bana verecek.