Sırça köşk derlerdi ruh ikizine
Sormazdım kendime ifade gücünün sevecenliğini
Ahşabın kokusunu teninin ekşisini
Nice sevgilere dalmış bir martı varken omuzlarımda
Hangi sulara selam etse karnı doyuyorken
Bilmezdim derinliklerin bu denli yırtıcı
Ama bu denli de vefakar olduğunu
Cure'un bir mısrasındaki gibi aynen Küçük iskender de diyor ya hani papağana silah çekerken
Küçük kelebekler fışkıran bir kartpostaldan
Müziğin olduğu yere git...
Dünya bir kereliğine senin istediğin gibi dönecek
Söz veriyorum