nba 2k10

entry42 galeri
    36.
  1. my player modu insanı esir eden oyundur. nba live serisini yıllarca bilgisayarının baş köşesinde tutmuş bünye için artı ve eksileri şöyledir.

    dikkat: son oynadığım nba live oyunu nba live 2008'tir. sonrasını bilmiyorum ne oldu ne bitti.

    -nba live'lara göre çok daha ağır aksak bir oyun. bu gerçekçiliği yükseltirken oyun keyfinin içine sıçabiliyor.
    -açık söylüyorum ea'in dynasty modu bu oyunun association modunun eline verir.
    -nba 2k10 oyun platformları için geliştirildiğinden bilgisayarda bazı şeyler çok zor oluyor. en basitinden; düz giderken hafif çapraza dönmek için bile oyun kurucular iki saât durup crossover falan yapıyorlar. bu bok için ayrı tuş var. istesek ona basarız. di'mi canlarım?
    -blok yapmak çok çok çok çok ve daha pekçok çok daha... zor! arkadaşım tüm özelliklerine abanılmış yao ming boyunda adam bile pire kadar oyun kuruculara blok yapmakta zorlanıyor. zamanlama falan her şey tutsa dahi olmayabiliyor. uyuz oldum.
    -my player gibi bir oyun 2008'ten sonra nba live serisinde çıktı mı bilmiyorum ama ciddi ciddi adamı uykusuz bırakıyor.

    gelelim my player modundaki kısa sayılabilinecek deneyimimden öğrendiklerime:

    kolay olur diye zebellâh gibi bir pivot aldım (ürettim). bir kere çok düşük yetenekle başlıyor oyun. 51 gibi boktan bir noktaya getirmem dün bütün günümü yedi. gelişmeler iki türlü oluyor. ya antrenman ya da maç. ancak antrenman sayıları oldukça az. üçle başlıyor. doğal ki iş maçlara ve oyuncu seçmelerine kalıyor. bir de her özelliği artırmak ayrı puan istiyor. bir maçta 1200 puan toplamak oldukça iyiyken yalnızca bir özelliği bir artırmak için 500 puan harcamak gerekebiliyor. doğal olarak kolay kolay gelişemiyorsunuz.
    savunmasıyla öne çıkan bir pivot yaratmaya çalıştığımdan (blok yapacağız) tüm istatistikleri buna göre düzdüm. düzgün pivotları olmayan bir takım seçtim (unuttum la adını iyi mi) denemeleri katıldım. kendimi göstermek çok da zor olmadı. savunmada iyiyim ve saldırıda da hep pota altında çalışıyorum. şutlar kaçsa bile iyi şut seçimi olduğundan artı yazılıyor. bol bol da perdeleme yapınca iş hâlloluyor.
    kendimi iyi göstermiş olacağım ki pek çok takımdan (saymadım ama sanırım hepsi) kamplarına katılma teklifi aldım. fazla rekabet olmaması için uzun forvetleri pivot oynayamayan ve pivotları eh işte olan takımlardan, kıl olmama karşın, utah jazz'i seçtim. memo dışında düzgün tek uzunları yok nasıl olsa diye düşündüm... kamptaki maçlarda memo'yu bile tokat manyağı yaptım ki siz düşünün mihm'i falan... ama jerry sloan denen mal beni kesti takımı.
    kendimi bir anda nbdl'de los angeles d-fenders'ta yedek pivot olarak buldum. aldığım kısa süreler nedeniyle zorlansam da arkadaşlarımla aramı a- seviyelerinde tutmayı başardım. bu nedenle daha hızlı gelişebildim. bir maçı tek başıma sırtladım ve kazandırdım bir de.
    sonunda, sanırım andrew bogut'un sakatlığı nedeniyle çok az oynayabildiği milwaukee bucks'ın dikkatini çektim. on günlük kontrat verdiler. tam "tamam, olacak bu iş" derken bir de baktım ortalama ve altı her pivotun kâbusu los angeles lakers. anam!
    andrew bynum, pau gasol, lamar odom... hepsi sıradan geldiler. maçı anca b notuyla tamamladım ki çok az süre aldığım düşünülünce bu bile büyük başarıdır.

    neyse efendim. şimdilik bu kadar. maçları simüle edemediğimden (edebilecek olsam eder miyim? hiç sanmam!) yavaş gidiyor. daha 19 yaşımdayım. 2.25 metre boy, 130 kilo kadarım. şu antrenmanlardan biraz daha olsa çok iyi olacağım (şut attırmama antrenmanına hastayım. uzmanım da ayrıca). (bkz: du bakalım)
    0 ...