2010 2011 yılı beşiktaş futbol takım kadrosu

entry14 galeri
    2.
  1. Rasim Kara zamanında yapılan Mrmic, Yankov ve Amokachi transferlerinden sonra şahit olduğum kalitesi, gerekliliği ve fiyatı ile ayakta alkışlanacak derecede süper transferlerle güçlendirilmiş, geçen sene ki kadro ile kıyaslandığında %100'ün üzerinde verim sağlanacağını düşündüğüm kadrodur.

    en önemli transfer şüphesiz bernd schuster'dir. kariyeri ile ulaşılması güç yıldızların beşiktaş'a gelebilirliğini sağlamıştır. gidecek ve kalacak oyuncuları seçerken video kasetlerine rağbet göstermemiş, neredeyse tüm futbolculara yeterli şansı vererek bir çok kişinin itiraz edemeyeceği kararlar vermiştir. takımımızı hücum futbolu ile oynatmaya başlamış ve yıllardır özlediğimiz beşiktaşımızı bize gösterebilme yolunda ışık vermiştir. ayrıca oturtmak istediği şablon ile "biz kendi futbolumuzu oynarız, rakibimiz her kimse o kendini bize göre ayarlasın" diyebileceği bir mantalite getirmeyi amaçladığını göstermiştir. farklı oyuncuları kullanarak futbolcuları küstürmediği gibi hepsine her an hazır olmaları gerektiğini göstermiştir. necip'i yabancı kısıtlaması olmayan maçlarda bile oynatarak gençlere de ne kadar önem verdiğini ortaya koymuştur.

    bernd schuster'i takip eden transferler ise önem sırasına göre quaresma, guti, delgado, serdar özkan, ibrahim kaş, fatih tekke, Aurelio, Cenk Gönen ve Ersan Gülüm'dür.

    delgado, serdar özkan ve ibrahim kaş'ın gitmesi insan vücudunun kötü huylu bir tümörden kurtulması gibidir. futbol oynama isteğini kaybetmemiş bir Tello'yu, tabata'ya tercih ederdim ama şu kadroda tabata bile göze batmamaktadır.

    KAlede Hakan, Cenk ve Rüştü
    DEfansta ibrahim Toraman, ibrahim Üzülmez, Zapo, Ferrari, Ersan Gülüm, ismail köybaşı
    Orta Sahada Guti, Ernst, Fink, Necip, Aurelio, Tabata
    Kanatlarda, quaresma, holosko, hilbert, ekrem dağ, nihat
    forvette, fatih tekke, bobo ve nobre

    alternatifleri ile sağlam ve geniş bir kadro oluşturulmuş, guti ve quaresma transferleri ile takımın kendisine güvenmesi sağlanmış, berns schuster yönetiminde sadece kazanmaya odaklanmış, pres yapan, ısıran ve özgüveni olan bir takım oluşturulmuştur.

    bu takım, yendikçe yenmeye alışacak, yendikçe rakiplerini korkutacak, bu şekilde sahaya çıkmadan rakibini baskı altına alacak, geniş seçenekleri ile sakatlık ya da cezalarda zorlanmayacak, aldığı başarılı sonuçlar ile daha çok gelir elde edecek, kazandığı başarılar ile önümüzdeki dönemlerde daha rahat transfer yapacak ve gereksiz müdaheleler ve saçma sapan kararlar ile bozulmaz ise rakipler ile arasını ciddi şekilde açacaktır.

    gereksiz müdahaleler ve saçma sapan kararlar için örnek göstermem gerekirse;

    süleyman seba yönetimi 1996-1997 sezonunda, uefa'da çeyrek finale çıkmış valencia'ya şanssız bir şekilde elenmiş ama yine de herkesin takdirini kazanmış, galatasaray ile şampiyonluk yarışını bir puanla kaybetmiş ama sezon içerisinde van-beşiktaş maçında sergen yalçın'ın serbest vuruşunu ceza sahası içerisinde sımaçlanmasına penaltı verilmeyerek 2 puanın çalınması, istanbulspor-galatasaray maçında 8-9 dakika uzatılan maç sonunda arif erdem'in kendini atması sonucu uyduruk bir penaltı ile galatasaraya havadan 2 puan hediye edilmesi gibi bir çok beşiktaş aleyhine yapılan hakem hatalarının şampiyonluğun galatasaraya verilmesini göze almayarak şampiyonluğun kaybedilmesini sadece rasim kara'ya yüklemiş, yaptığı transfer ile minimum maliyet maksimum fayda sağlamış rasim kara'nın görevine son verip yerine john benjamin toschak'ı getirerek beşiktaşımızın yıllarca toparlanamamasına sebep olmuştur. efsane başkan süleyman seba'nın beşiktaşımıza kattıkları tartışılamaz, fakat rasim kara'nın arkasında durmaması bir kaç sene sonra onunda istifaya çağrılmasına sebep olmuştur.

    uefa şampiyonu galatasarayın bu başarıyı finansal başarıya çevirememesi, önemli yıldızlarını bedavadan kaptırması ve fatih terim'in ardından gelen lucescu'nun adama doğru dürüst transfer yapılmadığı halde şampiyon olmasına rağmen kovulması saçma sapan bir müdahaleden ve galatasaray'a kaybolan yıllardan başka bir şey getirmemiştir.

    şampiyonlar liginde ilk 16 takıma girerek chealse'ye şanssız bir şekilde elenen Fenerbahçe'nin zico'yu göndermesi takip eden yıllardaki başarısızlıkların başlangıç noktasıdır. fenerbahçeye kaybolan yıllar olarak geri dönmüştür.
    0 ...