(bkz: #9179754) ilgili yazısında söyledikleri ile gayet bilgilendirici olmuş yazardır.*
o sıralar çaylak olduğum için kendisinin sükunetine(!) şahit olmuştu ahali ve sonrasında dalgınlığıma geldiğinden veya sikime o derece sallamadığımdan bugüne kaldı, bi yarım sayfa da ben sükut edeyim...
destur...
cemaatlerin içerisinde "biraz da bizim çocuklar kayırılsın, bir yerlere gelsin." düşünceli adamların var olduğunu ve yüksek sesle dillendirmese dahi kişi düşüncesini, bu düşüncenin mutlakiyetle var olacağını söylediğim bir entryden sonra gelmiş kendisi "iftira eylemek" suçu ile yargılamış şahsımı. hatta "yobaz bir düşünce yapısının ürünü" olarak ele almış söylediklerimi... yani duymadığı bir şeyin varlığından, nasıl emin olabilir ki bir insan? bu noktada ben de kendisine demişim ki cemaat ve benzeri oluşumların "varolmasının" sebebi nedir? çok açıktır ki cemaat ve benzeri oluşumlar, insanları "kendi çizdikleri doğru yola" sevk ederken, bu yolu tutmuş kişileri de koruyup, kollayıp, teşvik etmek için vardır büyük oranda. bu şekilde de gelişip, sınırlarını genişletir...
bunun üzerine de kendisi gelip hazımsızlık yapmış birazcık yok "sükunetimi koruyorum", yok "cevap veremedin" falan demiş(yukarıda bakınızını verdiğimiz bilgilendirici ve yoğun sükunet içeren yazısında) ve sanırım haklı da bi yerde...
selimiye tarafında bir akıl fukarası, bir gariban vardı. her gördüğüne "cami nerde?" diye soran... baştan durumu anlamayanlar, camii tarifine girişiyordu ama bütün anlattıklarının ardından gene "cami nerde?" sorusu geliyordu. e bu adama istediğin kadar tarif et caminin yerini... müşkül vesselam, neyi ve niye sorduğunu dahi bilmiyor ki garibim.
