-üzerimde birden fazla hayat yaşamışlığın yorgunluğu var.
-pek çok kişinin kınadığı biriyim.
-içimde bir yalnız sürgün ediliyor, sebebi benim, cezası benim.
-farkında olmadığım sorulara farkındalıkla cevap veriyorum.
-her yazım edepsiz başlıyor edebiyata doğru yol alıyor.
-kişilere ve duygularına odaklı yaşıyorum.
-bir itiraf tadında yaşıyorum en büyük suçlarımı.
-bile bile yanlışı yapmaktan aşırı zevk alıyorum.
-pek çok kez fikrimce mümkün olmayan yargılara mahkum oldum. düşünce suçundan çok yattım(toplumda).
-hayatımın önemli bir bölümünü yalnız yaşamayı düşünüyorum.
-kişisel bir özgürlük olduğuna inanmıyorum. hatta kişisel hak ve özgürlüklerin olduğuna da inanmıyorum.
-şu sıralar pek çok şeye inanmıyorum.
-ne zaman "erkin koray - sevince" parçasını dinlesem birine aşıkken buluyorum kendimi ve şu an sıkça bu şarkıyı dinliyorum.
-uzun entryler oylanmaz derler, yalan.
-geniş bir gülümseme oluşacak bunu okuyanlardan birinde ama ben onu tanıdığımdan bana gıcıklığına gülümsediğini bileceğim(böyle itiraf mı olur be?).
-çoğu yazar itiraflar kısmında gerçekten itiraf ediyor ama kimse dikkte almıyor, insanların sürrealist olsa bile gerçek itirafları olabileceğine.
-ve tüm bunları keyifsiz oluşuma sebep olarak gösterirken hala "neden keyifsiz"im? bilmiyorum.
-sanırım koca bir bencil büyüttüm içimde, kendim dışında kalan her şeyi suç öğesi haline getirerek bir çeşit (psikolojik)"yansıtma" kullanıyorum ve rahatlamaya çalışıyorum.
-hiç olmadığım kadar aşıklığıma sitemkârım, hiç kimseyi mutlu edemez oluşumdan kaynaklı bu da.
-bu bile bir itiraf değil bence içinde yanlışlar, yalanlar ve eksik betimlemeler gizli.
-son olarak; kendime acımasızca davranarak ömrümü kısaltıyorum ve uslanmaz bir yalnız oldum, garip...