bu anayasa değişikliğine hayır diyenler, niye hayır dediklerini değiştirilen maddeler üzerinden anlatmıyorlar.
kimse kalkıp şu madde halkın çıkarına aykırıdır demiyor.
bu değişikliklerin hepsi bu ülkede yaşayan herkesin çıkarına olan, demokrasiye ve hukuka uygun değişiklikler.
avrupa birliği ülkelerindeki uygulamalar buraya taşınıyor.
hukuk sistemimiz, küçük bir zümrenin denetiminden kurtarılıyor.
bu değişiklikler gerçekleşirse bundan sonra bir genelkurmay
başkanı, hâkimler ve savcılar yüksek kuruluna emir verip savcıları işinden attıramayacak.
bu baskıcı sistemin en önemli kilitlerinden biri çözülecek.
benim için bu bile büyük ve önemli bir değişim türkiye için.
peki, hayır diyenler niye hayır diyor?
onlar, bu değişiklikler demokrasiye aykırı demiyor, onlar bu değişiklikler akpnin işine yarar diyor.
benim kavrayamadığım nokta da burası.
demokratikleşme niye sadece akpnin işine yarıyor?
niye başka hiçbir partinin işine yaramıyor?
akpnin dışındaki partilerin ve bu partilerin temsil ettiği insanların demokratikleşmeden hiçbir çıkarı yok mu?
daha da vahim soru şu:
eğer zihnimizde akp ile demokratikleşme arasında böyle kuvvetli bir ilişki kuruyorsak, bu ülkede akp diye bir parti olduğu sürece her demokratikleşme adımını ret mi edeceğiz?
demokratik her adıma hayır mı diyeceğiz?
demokratikleşmek için akp denen partinin yok olmasını mı bekleyeceğiz?
akp yok olsa ona benzer başka bir parti kurulacak.
ne yapacağız peki?
şimdi izninizle tane tane sorarak durumu anlamaya uğraşalım.
bu ülkede seçimler düzenli olarak yapılıyor mu?
yapılıyor.
on ay sonra gene seçim var mı?
var.
bu ülkede altmıştan fazla siyasi parti varlığını sürdürüyor mu?
sürdürüyor.
altmıştan fazla partinin yarıştığı, seçimlerin düzenli yapıldığı bir ülkede demokratikleşme neden sadece bir tek partinin işine yarıyor?
diğer partilerin varlıklarını demokrasi içinde sürdürüp, demokrasi içinde iktidara gelemeyeceğine mi inanıyoruz?
demokrasi olursa hep akp kazanır, onun için demokratikleşmeye izin vermeyelim mi diyoruz?
biz halkın seçiminden hoşlanmadığımız için, halkın seçeceği partiyi baskı altına alacak demokrasi dışı bir düzenin devamını mı arzuluyoruz?
asıl derdimiz akp değil de, akpyi seçen kitle mi?
biz, halkın çoğunluğunun eğilimlerinden mi hoşlanmıyoruz?
aslında biz akpye değil de, onu seçen kitlelere karşı bir baskı mekanizması mı sürdürmekten yanayız?
biz, orduyu ve yargıyı yanımıza alıp, çoğunluğa karşı bir azınlık sultası mı devam ettirmek istiyoruz?
onun için mi demokratikleşme adımlarını reddediyoruz?
seksen yıldır bu azınlık sultası sürüyor, bu sulta akp kurulmadan önce de vardı, ne işe yaradı bu sulta?
çok mu özgür, çok mu mutlu, çok mu zengin olduk?
bu azınlık sultası sürerse çok mu mutlu olacağız?
devletin içindeki çetelerin varlığıyla kaos yaratıp halkı hep korku içinde yaşatmaktan nasıl bir çıkar sağladık ki bu düzen devam etsin istiyoruz?
benim görebildiğim kadarıyla hayır diyenler akpden değil, düpedüz halktan korkuyorlar, halkın iradesi siyasete yansımasın istiyorlar.
öyle olmasa, on ay sonra seçime gidilecek bir ülkede, akp bin yıl iktidarda kalacak gibi konuşmazlar.
onlar akpnin değil, halkın iktidarından korkuyorlar.
korkunun ecele faydası yok.
bu halk bazen akpyi, bazen başka bir partiyi seçecek, hangi partinin iktidara geleceği hiç önemli değil, önemli olan, halk artık o azınlık sultasına köle olmayacak.
hukuka uygun, demokrat bir ülke kurulacak burada.
ve, halkı bir daha kimse korkutup, aşağılayamayacak.