thomas bernhard

entry25 galeri
    7.
  1. 20. yy alman edebiyatının güçlü yazarlarından birisidir, thomas bernhard. aynı zamanda sıradışıdır. daha doğrusu bunun dozu da pek fazladır, çünkü eserlerinde max scheler'in hedefi belirsiz kin olarak addettiği ''resentment'' kavramı hemen hemen her eserinde yer alır.

    avusturyalıların her eserinde ağzına sıçar onların hepsinin bu ülke tımarhanesinden çıktıklarını söyler, tualetlerine varana kadar eleştirir. hata eski ustalar isimli eseri de bir nevi ''eski ustalar'' olarak addedilen bir takım filozofları kendi tabiriyle ''sağılamaz derecede yüklü bir felsefe ineği olan sapına kadar alman'' heidegger'i hatta yerden yere vurur. aslında bernhard içimizde belki de hiç bir zaman söyleyeceğimiz belki de bize zarar veren keskin sirkeyi sürekli dışına akıtır.

    ve bunu hemen hemen her roman, anlatı ve oyununda tekrarlar. bunu özellikle frost/don isimli ilk romanında derinden derine hissettim, belki de ilk okuduğum romanı olması dolayısıyla. dikkatimi çeken kitaplarındna birisi de der stimmenimitator/ses taklitçisi isimli eseridir. bu eserde özellikle nokta vuruşlarını çok yapar. bir anda neye uğradığınızı şaşırırsınız.

    bunu yanında sansürden de pek etkilenmiş bir yazardır bernhard. belki de avusturya'nın üvey evladıdır. annesini ya da babasını tekmelelemiştir belki zamanında belki onlar onu tekmelemiştir kim bilir?

    bunlarla birlikte thomas bernhard'ın eserlerinde otobiyografik unsurlar önemli yer tutar. bilindiği gibi kendisi mozarteum'da eğitim görmüştür ve aynı zamanda ''bitik adam'' da yer alan kahramanımız da bu okulda eğitim görmüş. hemen hemen tüm karakterleri ailesinden kopuk, izole eidlmiş esaslı iki üç dost dışında pek yakın çevresi olmayan ve bilinç akımının sürekli gerçekleştiren karakterlerdir. ve sürekli sorgular bu karakterler ama sorgularken de aynı zamanda kendilerini yok ederler ''yoketme bir parçalanma'' isimli eserde gerçekleştiği gibi.. karakteri sürekli varolabilmesi için kendini yok etmesi ve parçalaması gerektiğine inanmıştır.

    bununla birlikte bu yok etme parçalanma ve bir daha ki yok ediş için tekrar kendini toparlama sürecinde bernhard hemen hemen bir çok şeyi sorgular. nasyonal sosyalizm, yaşadığı çevre, roma, reel sosyalizm, sanat, eski filozoflar, ot, bok, bok ve ot. açıkçası bazen insanın beyninin duracak duruma getirir bernhard.

    ama bernhard'ın çok önemli bir özelliği vardır; ve bu özeliği hep dikkat çekmiştir. ''tekrarlar!'' ve bu tekrarlarda bernhard'ın eserlerinin banşından sonuna kadar hiç bitmeyen bir dil enejisi gizlidir bu yönden okuyucuyu hep dinç tutar. ve beynin sorgulama yönünde zorlar.

    aslında bernhard eserlerinde hep iğrendiği şeyleri yaşar ve aynı zamanda bu iğrendiği şeylerden güç alır. valery'nin dediği gibi''nefret edip tiksindiğimiz bayağılıklarımızdan alsında yakından ilgileniriz'' dememiş miydi? ve hep bu iğrendiği şeyleri yapar, aslında sevdiği birşey de yoktur. belki nefret ederek yok ederek varoluyordur.
    2 ...