5-6 yıl öncesinin soğuk şubat ayı. beytepe'yi bilenler bilir, kış aylarında ankara'dan 2-3 derece daha soğuk olabiliyor. işte öyle bir soğuk kış gecesi 4 tane bira için öğrenci evlerinden gece saat 10 gibi çıkıp bilkent'ten bira almaya karar verdik arkadaşla. iki kampüs arasında ormanlık araziden geçmek zorundayız. kaya düşe yürüyoruz fakat daha yolun yarısına gelmeden "kafamızı sikelim" demeye başlamıştık bile.
şarkı türkü söyleyerek yol alırken 5-6 köpekten oluşan bir sürü ile karşılaştık. hırlaya zırlaya üstümüze koşmaya başladılar. tabi kaçmak zorundasın, gözlerinden nefret akıyor köpeklerin. (evet karanlıkta görebiliyorum). tüm gururun yıkıldığı an işte o an. hala okulun içinde bir yerlerden dönen kişilerin gözleri önünde deliler gibi kaçışıp ağaçlara tırmanıp kurtulabiliyorsun köpeklerden. sonra da o insanların yardımlarıyla köpekler uzaklaştırılıyor ve yolumuza devam edebiliyoruz.
yol boyunca kah halimize gülüp, kah yıkılan gururumuzu okşamaya çalışıyoruz. biralarımızı daha öğrenci evlerine dönmeden bitiriyor, köpeklerin azı dişlerine kadar sövüyoruz.
bu arada galiba şehirden gelen son otobüsle birlikte bir grup öğrenci de iniyor 50 metre falan önümüzde. derken bizim köpek grubu sanki bizi bekliyormuşcasına ileride bekliyor. kokumuzu alıyorlar heralde ki koşmaya başlıyorlar üstümüze doğru. bu sefer daha fazla olan topluluğa rezil olmamak için köpeklerin üstlerine doğru koşmaya başlıyorum. ne olduğunu anlamayan köpekler kaçmaya başlıyor benden. herkes bir şaşkınlıkla bakıyor tabi olay sırasında bana. sonrasında yanlarından geçerken "5 köpeği kovalayan adam" falan demelerini bekliyorum ama demiyorlar mınısiktiklerim. "ne canisin hayvan!" dercesine bakışlarla taciz edilip odama doğru yola koyuluyorum.
o olaydan sonra hiç bir yerde 5 köpeği kovalayan adam diye bir efsanem yayılmadı. ya da ben duymadım. eğer ki ben mezun olduktan sonra duyanlarınız varsa işte o benim!