sen...
hayatıma gelen bir başka "sen" daha dedim birkaç gün önce seni görünce. Bir başka nefes, bir başka heyecan. Üstelik sen'le ben olamayacakken. Sen'le ben imkansızken, vademiz yokken. Zaman bizim aksimize geçiyorken... nerden girdin geldin bilmiyorum ama yine ellerim tutmuyor, yine tuhaf bir heyecan var içimde, yine gözümün önünde gülen bir yüz, yine beni benden alan bir gülüş. Sıcak bir ses çınlıyor kulaklarımda. her ses kelimelere nakış gibi işlenmiş. En basit bir şeyi söylerken bile.
Çok olmadı henüz, birkaç gün önce şarkı söyler gibi güzel konuşan o ses dikkatimi çekti ama çok değil. herkesten çok az fazla. tahmin ettiğim gibi güzel bir yüz, güzel olan herşey. yine önemsemedim. ta ki gözlerimin en içine bakan gözlerini ve dünyanın en güzel duygularını yaşatan gülüşünü görene kadar. Kendimle kavga ediyorum. Söz verdiğim başkalarını düşünüyorum. kendime kızıyorum. iki güzel göze kapılmak istemesine kızıyorum. Suçluluğuma acıyorum.
Daha 10 dk önce birlikteydik. güldün yine, konuştun dinledim. sen bilmeden sessizce, ömrümdeki en güzel sesi dinler gibi dinledim sen bilmedin. ve bütün gün seni aradım kalabalığın içinde. sen yine farketmedin. ben usulca peşinden geldim. kalbimi dinledim, bir müddet seni yaşamak istedim. sensiz olacağından emin olduğum yarına aklımda az da olsa hayalinle gitmek istedim...