içerideki cepheden kasıt zannımca, dışarıdan gelen her türlü tehlikeye doğrudan maruz kalan, ama tepesinde sallanıp duran demoklasın kılıcından bihaber, önüne konarsa samanı yiyen konmaz ise de susup samanı bekleyen memleket otobüsünün önünde oturan ama arka koltuktan gelen "kaptan yanlış gidiyoruz" seslerine kulak asmayan kaptan şöför ve tesadüftür ki türkiye cumhuriyeti devleti hükümetlerindeki bakanlık sayısına eşit miktardaki muavinlerdir.
bu kaptan şöförler ve muavinler otobüsün koltuğuna oturmak için memleket insanından b sınıfı ehliyet almanın yeterli olduğunu düşünürler. amma ve lakin; uzun yol şöförlerinde aranılan şey ehliyetten ziyade tecrübedir, yolcu ve otobüsün güvenliğidir. ağarmış saçlar, bilekteki altın renkli saattir, parmaktaki mercedes amblemli yüzüktür.
yolcular sorumlu davranmalıdır bu otobüs şöförlerinin yanlış istikamete vasıtayı götürüşlerinde, "kaptan yanlış gidiyoruz" cümlesini daha yüksek sesle söylemelidirler. hatta mümkünse küçük bir teşkilatlanma ve/veya örgütlenme * ile şöförü tekrar uyarmalıdırlar. her nasıl olursa ve otobüs sağ salim bir molayı verdiğinde vatandaşlık ve yolcu haklarını kullanarak otobüsten inmeli bir daha o kaptanın sürdüğü otobüse binmemeli, firmanın otobüsün şöförünü değiştirmeye ikna etmelidirler.
varacakları yere varmalı ve firmanın şöför için uyguladığı yaptırımı da soruşturmalıdırlar. ey ülkemin genç otobüs yolcuları bu entry ülke siyaseti ile doğrudan alakalıdır. anlayana...