feleğin çemberinden tamamen geçmese de o çemberle birkaç kez yüzyüze gelmiş ya da gelen insanları güzelce gözlemlemiş sözlük yazarlarımızın bu deneyimlerden damıttığı ve diğer insanlarla paylaşmaya can attığı hayat derslerdir.
mesela,
- arkadaşlıklar ve dostluklar iyidir güzeldir. ama sevdiğiniz ve iyi anlaşacağınızı düşündüğünüz birinin üstüne hemen atlamayın. ağırdan alın, her şeyinizi anlatıp, her derdini dinlemeye kalkışmayın. dost olmak demek vıcık vıcık olmak demek değildir. unutmayın, dostluklar birgün bitebilir ve o zaman bütün zayıf yönlerinizi bilen ve bunları size karşı kullanmaktan çekinmeyen biri olmuş olur karşınızda.
- üstteki durumun aynısı sevgiliniz için de geçerlidir. her sorununuzu anlatmanızın alemi yok, hele ki bu kişi eşiniz ya da evlenmeyi düşündüğünüz kişiyse aman ha aile mevzularına girmeyin. çat diye "ama senin ailen de böyle böyle yapıyodu hatırlarsan" diye dikiliverir karşınıza bi zaman sonra.*
- "herkese karşı biraz mesafeyi korursak derdimizi kime anlatıcaz?" diye tasalanmayın. iyi anlaştığınız kardeşiniz, ablanız abiniz varsa onlara anlatın çekinmeden. yoksa, sorunlarınızı küçük parçalara bölerek başka başka yakın arkadaşlarınıza, dostlarınıza anlatmayı deneyin ama illaki zayıflığınızı çok göstermeden. onun dışında yazmayı deneyebilirsiniz, gelin sözlüğe yazın, alın bir kağıt kalem ona yazın.. hatta yetenekliyseniz beste yapın!
- kendinizi proje gibi algılayıp üzerinizde durmadan değişiklikler yapmaya çalışmayın. sakinleşip "sevsem de sevmesem de eldeki mal bu" deyin ve doğanızla mücadele etmekten vazgeçin. yırtınsanız değiştiremezsiniz çünkü.
- üstteki maddeyi arkadaşlarınız ve sevgilileriniz için de uygulayın. birgün değişir, beni anlar bık bık gibi motivasyonlarla bir ilişkiye başlamayın. o haliyle seviyorsanız öyle sokun hayatınıza.