'aman aşkım evlenene kadar kimseyle beraber olma!', 'ben olmuyorsam sen de olma!'
gözünüzün elifine girsin, her boş bulduğunuz meydana bu lafları çemkirmekten imtina etmeyen sizler değilmisiniz? 'herşeyi beraber öğrenelim aşkuıoom', 'biz bize yeteriz' diye kulislerde feryat figan dolaşan siz değilmisiniz. e ne oluyor şimdi.
kadının hayat felsefesinde çok istemek ama ne istediğini bilememek önemli bir yer tutuyor. öyle ki onu ne dediğini bilmez bir hale getiriyor. kadın hem eşinin bakir olmasını, kimseyle beraber olmasını istiyor. kıskanırım, yakarım dünyayı diyor. ama bir diğer yandan da istiyor ki beni cinsel hayatımızda bulutların üzerine çıkartsın. öyle bir sevişelim ki ard arda 10 kere orgasm olayım. nasıl olacak o? ne kadar tahammül edebileceksiniz bakir sevgiliye, sadece sok çıkardan ibaret bir ilişkiye ne kadar dayanabileceksiniz? önce cevaplayın bunu bakalım. sonra siz orgasm olmak için gereken koşulları yerine getirebilecekmisiniz ki? her gün tek tip plav yaparken bana pozisyon zengilliğin bahsetmeyin allah aşkına.
bir kadının cinsel tecrübesi olabilir, olmayabilir de. bu durumun, onun evliliğindeki cinsel hayata etkisi %10u geçmez. evlenmeden önce ilişkiye girmemiş olsa dahi evlendiğinde yaşayacağı sevişmelerle bu eksikliğini giderebilir. fakat bir erkek için öyle mi? erkek ne kadar az deneyimli ise kadına aktarabileceği ve cinsel hayatı renklendirecek girişimler, deneyimler de bir o kadar azalacaktır. bırakın erkekler olması gerektiği kadar cinselliği yaşasın, kadınlar da. herkes evlendiğinde güzel güzel sevişsin. seks evliliklerde mecburiyetten değil isteyerek, arzulanarak icra edilen bir olgu olarak yerini korusun.
herkes ayağını denk alsın, yorganına göre uzatsın, kasaptaki kıymaya da maydonoz doğramasın. öptüm, bye.