yer; ankara, tarih; 29 ağustos 2010 cumartesi. dünya basketbol şampiyonası çerçevesinde maç biletleri alınmış, ve biletler türkiye nin maçlarının olduğu bütün günleri ve maçları kapsamaktadır. amaç eğlenmek, basketbolu ve bu iri yarı insanları izleyip spordan keyif almaktır.
fildişi sahiller-çin maçı, harika geçmiştir, dünya nın bir ucundan gelen taraftarlarla fotoğraf çektirilip bu gün ölümsüzleştirilmiş, ardından yunanistan-puertorico maçı. yunan taraftarlar çok mutlu, sürekli şarkılar söyleyip eğlenmektedirler. çok tatlı, arkadaş canlısı insanlardır.
bütün bu eğlence ve keyifi bozan tek bir şey vardır, o da tayyip in türkiye-rusya maçına gelmesidir. o dakikaya kadar, molalarda, periyot aralarından çeşitli oyunlar oynanmakta, çeşitli ülkelerden gelmiş profesyonel kısa süreli dansçılar sahneye çıkıp şovlarını sunmaktadırlar. tayyip'in gelmesiyle oyunların bir kısmı devam ederken, dansçı kızlara bir darbe indirilmiştir.
"sayın(!) başbakanımız tayyip erdoğan salonumuzdadır" anonsuyla birlikte, kızlar bir daha sahneye çıkamaz dans edemez olmuştur. bu ne rezilliktir, bu ne kepazelik, herkes senin değer yargılarına göre mi yaşayacak. ulan insafsız izlediğimiz maçın içine edecek kadar ileri gittin. git artık, yok ol! benim başbakanım bu değil, türkiye nin başbakanı bu değil. bu kadar küçük ayrıntılarla benim günümün değerini düşüren adam başbakan olmamalıdır.
git recep, git tayyip, git erdoğan. görmeye, tv de konuşmanı izlemeye tahammülüm kalmadı artık.