kimsenin islamiyetle bir alıp veremediği yoktur; aksine islamiyet, mantıklı düşünen her bireyin okuyarak anlaması gereken bir dindir. gelin görün ki islamiyeti savunduğunu zannedip de akıl ve mantık yolundan sapmış, ilimi ve bilimin gelişimini gördüğü halde bilmem kaç yüzyıl önceki kurallarla kafayı bozmuş ve 2010 yılında yaşadığını hatırlayamayan binlerce insan vardır. islamiyetin doğduğu yıllarda ve arabistanda, zamanın hava şartları yüzünden yüzünü gözünü çöl tozlarından örten insanların alışkanlıklarını sanki din'in bir gerekliliğiymiş gibi türban adı altında yasallaştırmaya çalışanlar vardır, işte biz onlara yobaz diyoruz. bu kavram, düşünmeden ve sorgulamadan herşeyi kabul eden, gırtlağına kadar din'e batmış ve müslümanlığı sadece ibadet'den ibaret zannederek dünyevi işleri bırakmış; okumayan, çalışmayan ve sorgulamayan, sadece namaz kılarak kendini bir bok zanneden büyük bir topluluğa adanmıştır. ne tesadüftür ki, kuran ı kerim, yüzyıllar önce aynı bu şekilde yaşayan sapmış bir millete gönderilmiş, onlara akıl ve mantık yolunu gösteren bir kitaptır. bu noktada görüyoruz ki yüzyıllar geçmesine rağmen bazı insanlar hala tanrı'nın verdiği akıl ve bilinçten yoksun olarak körü körüne yaşamaktadırlar, ne tuhaftır ki yine bu insanlar kendilerini müslüman zannedip din'in gerektirdiklerini yerine getirdiklerini sanıp din'e en büyük darbeyi vurmaktadırar. ayrıca yobaz kelimesi dindar kelimesiyle aynı kefeye konulmaktadır ki son derece yanlıştır. yobaz aksine din'e en büyük saygısızlığı yapan kimsedir. bu sözlükte de yobaz kesim vardır ve var olacaktır, bizim görevimiz ise insanlara akıl ve mantık yolunu öğreterek, onların bir takım dangalaklıklarına, din kavramına yaptıkları saygısızlıklara ve cahilliklere bir son vermektir.