aykut kocaman'ın aldığı riskin karşılığını gördüğü maçtır.
hazırlık döneminde sadece 10 dakika oynadığı maçta kalitesini gösteren sağ bek okan alkan'ın neden gökhan gönül yokken yedek kaldığını sorguluyordum kendi adıma. bir kere bu çocuk bu mevkinin adamı, bekir irtegün gibi stoperden bozma değil. aykut hocayı işte bununla eleştiriyordum. değişim parolası altında daum icatlarının bazılarına el sürmemesi beni üzüyordu.
fenerbahçe istekli de başladı maça. genç okan'ın nefis çevirdiği topta manisa kalecisinin hatası çok büyüktü tabii. bu hatayı ligin sonuna doğru yapmış olsa, kesin aziz yıldırım satın almış temalı yüzlerce entry bulabilirdik bu başlığın altında.
klasik daum hastalığı nüksetti sonra fenerbahçede. atılan golün üstüne yatma, oyunu rölantiye alma çabaları vs, bir şekilde ilk yarının sonu geldi. ama ikinci yarıya daha istekli giren manisa golü de buldu, hatta bir iki tane daha da atabilirdi mert günok olmasaydı.
işte o anda alex de souza bize neden çok büyük topçu olduğunu hatırlattı. çok güzel ortaya diego lugano da sağlam yapıştırdı. burada tipik anadolu takımı çöküşü yaşadı manisaspor. 15 dakika içerisinde skorun 1-1'den 4-1'e gelmesi sadece böyle açıklanabilir.
mamadou niang için, iyi ve farklı demiştik. adam zaten boğa gibi güçlü, kolay yıkılmıyor. okan'ın ortasına yaptığı kafa vuruşu da çok kilit noktaya gitti. caner erkin'in attığı şahane topa da yaptığı son vuruş çok klastı. biz fenerbahçe taraftarları olarak henüz güiza sendromundan çıkabilmiş değiliz anlaşılan. eminim izleyenlerin yarısı "eyvah gol kaçtı" demiştir.
ben biraz da issiar dia'ya değinmek istiyorum. bu adam ufak, çelimsiz, yere yıkılır vs gibi iddiaları olan insanlar vardı her tarafta. adamın yıkılması ancak formasından çekilip çevrilince oldu. ufak ama bir hayli kuvvetli, feci şekilde de hızlı bir oyuncu. niang'ın alıp gittiği topta 50 metre kadar bir depar attı niang'ın yaklaşık 10-15 metre gerisinden gelip. ben uzun süredir, yani appiah'tan bu yana, fenerbahçe'de bu ayarda depar atabilen bir oyuncu görmemiştim, sevindim.
mehmet topuz'un ben kanat oyuncusu değilim diye bağırdığı, özer hurmacı'nın kendini kanıtlama çabası kaynaklı paniğinin sürdüğü, cristian baroni, selçuk şahin ve de fabio bilica'nın aslında bu takımda kendilerine yer bulamamaları gerektiği bu maçta bir kez daha görüldü. aykut kocaman'ın bahsettiği revizyon bu adamlarla yapılmaz.
okan'ın sahaya sürülmesi ise fenerbahçe ve türk futbolunun ileride sağ bek sıkıntısı çekmeyeceğini göstermiştir. aykut kocaman'ın aynı cesareti gökay iravul konusunda da göstermesini bekliyorum. zira bu genç ortada ve kanatta oynayabiliyor. hataları cristian, selçuk ve benzeri adamlar yapacağına bu genç çocuk yapsın, o da pişsin ve türk futbolu iyi bir oyuncu daha kazansın.
aynı şekilde savunma için de. bilica bizi kanser edeceğine, bekir veya ilhan'a forma versin aykut hoca. varsa a2 takımdan a takıma çağrılabilecek genç bir savunma oyuncusu, lugano'yla oynayarak bu işe alışsın. bunun yabancı kontenjanına yapacağı etki de tartışılmaz olur. stoch-dia-niang üçlüsünü, arkalarında alex'le birlikte oynatmak büyük bir lükstür bence ve iyi bir savunma kurgusu, emre'nin yanında en az kendisi kadar savaşan bir oyuncuyla gerçekleşebilir.
fenerbahçe'nin 3 haftada 10 gol atması sevindirici ama yediği 5 gol de aynı ayarda düşündürücü. varsın böyle olsun. ben 1-0 kazanmaktansa 4-2 gibi skorları tercih ederim. milli maç arasında bu kurgunun da biraz daha iyi oturacağını umuyorum.
son olarak, seyircisiz tadı yok vs deniyor. eğer stadı dolduran seyirci kendi oyuncusuna tepki gösterip, ıslıklayıp onun moralini bozmak yerine ona destek olup itici güç haline geliyorsa tadı var. yoksa zaten ne olduğunu görüyoruz.