nah ilim yuvası, nah geleceğimiz. nasıl, şok oldunuz değil mi 2. ve 3. satırarı okurken.
etin kilosu da aya vardı haa. en son 30 muydu 35 miydi? kasabın önünden bile geçemiyoruz ki mınaki.
benim öğrenciliğim biteli epey olmuş idi. lakin geçenlerde kaşındım. bu kaşıntı neticesinde yüksek lisans yapma hevesi hasıl oldu.
nitekim gittim kaydımı da yaptırdım. evimi de okula yakın bir yere taşıdım. her şey yolunda.
ama yolunda olmayan bir şey var. arkadaş devlet neden koca koca üniversiteler kuruyor? insanlar araştırma yapsın millete memlekete faydaları olsun, görgülerini artırsın, nitelikli bireyler yetiştirelim diye değil mi?
gel gör ki öğrenci tarafından bakıldığında olay çok daha basit.
şöyle; okula kapağı atan öğrencinin ilk hedefi bir manita yapmak. sonra 4 yılı am üstünde fındık kırarak geçirmek (kadınlar için de aynısı geçerli) sonra bir de okul bitince iyi gelirli bir iş sahibi olmak.
oldu paşam. başka bir derdin?
ulen bak alt katta öğrenci kızlar var. kalıbımı basarım ki ders çalışmaktan daha fazla zamanı süslenmek için harcıyorlar. "götümü mü açsam daha çekici olurum döşümü mü açsam?"
sanki pazara buzağı çıkartıyorlar mınaki. süsler püsler şıngır şıngır. ben hoca olsam, ki yakındır, bunları kampüse bile sokmam. yanlış geldiniz kızım burda düğün salonu yok deyu.
hayır kendi halinde okumaya gelen erkekleri de zıvanadan çıkartıyor şırfıntılar ona kafam bozuluyor.