bütün bu görüşler, say´ınki de iskender´inki de, buraya yazılmış olanların çoğunluğu da "kalıpsal düşünme mekanizmalarıyla" oluşturulmuş olduklarından yanlıştırlar. mozart bile basit "alman danslarını" bestelemiştir. bartok´un en önemli piyano eserlerinden birisi " köylü şarkılarıdır"... j.s.bach´ın en önemli "dünyevi" kantatlarından birisi "bauer kantata" dır.yani "çiftçi kantat´ı" (bkz j.s.bach :bwv 212, "bauer kantata")... demek ki bu adamlar hiçbir zaman "ne oldum delisi" olmamış, kendi kültürlerini hiçbir zaman küçümsememişlerdir....haaa aynı mozart o zamanlar kendi milletinin en önemli olan düşmanı olan bir milletle ilintisi olan "türk marşı" nı da yazmıştır. "saraydan kız kaçırma" operasını da yazmıştır...
bu "insanları kalıplar halinde görme" eğilimi bir tür "düşünce tembelliğidir". bir toplumsal kesime hakaret etmek de, bir ülkenin bir sanatçısına "amcık" demekte bu ülkeye hiçbir fayda getirmeyecektir. fazıl say türkiye´nin vitrin´indeki bir şahıstır ve herhalde ki "amcık" falan değildir, aynen arabesk müzik dinleyen milyonlarca türk insanı da "yavşak" değildir. ve say´ın hatası, "fazla ideolojik takılmasında" dır. kendi görüşü nedir onun konusudur, ama belli bir görüşe taraf olup diğer görüşleri de hakaretlere gark etmek de pek "olgun bir sanatçının" yapacağı bir iş olmasa gerektir. eminim bugün bir itzhak perlman, bir martha argerich hip hop çular hakkında pek de iyi düşünceler taşımıyorlardır, ama tutup bunu alenen söylediğin ve insanları "yavşaklıkla" itham ettiğin zaman,sen de sonuçta bir ölümlüsün, ve tanrı falan değilsin, cürmün kadar yer yakarsın, derler adama...