ösym bir zamanlar türkiye'nin hiç kuşkusuz "en güvenilir" kurumuydu.
herkes hata yapardı, ösym yapmazdı.
güven verirdi. öyle ki, hilesiz, hurdasız, adam kayırmasız bir sınav yapılmak isteniyorsa "ösym yapsın" denirdi. başında da altan günalp hoca vardı yıllarca.
ösym "güvenilirlik" endeksinde tsk ile çekişirdi.
türkiye'de bütün kurumlar gibi ösym de "bahtına düşen payı" aldı. o da artık "bizim memlekete" uygun hale geldi. yani "evlere şenlik"
rezaletin, usulsüzlüğün, haksızlığın, yanlışın bini bir para.
biz de gazetecilik işimizin gereği olarak burada yapılan ve milyonlarca gencin geleceğini
etkileyen hataları haber yapıyoruz.
ösym başkanı ünal yarımağan diye bir profesör var.
bu adamcağız bunca hatadan, bunca rezaletten hicap duyacağına, kurumu düzeltmeye çalışacağına, bunu beceremiyorsa ki öyle görünüyor, istifa edip gideceğine ne yapıyor biliyor musunuz?
modaya uyuyor ve "basını suçluyor".
biz bu haberleri reyting almak için, okunmak için yapıyormuşuz.
zannedersin ki, ortada bir rezillik, bir hata yok da biz yalan yazıyoruz.
hayır. tam aksine yazılanların hepsi doğru. hatta az bile yazılıyor.
siyasi gündem yoğunluğundan bu büyük rezalet hak ettiği yeri bulmuyor bile gazetelerde ama
yarımağan'a göre "biz suçluyuz".
çünkü bu ülkede rezalet yaratmak ayıp değil, ama rezaleti yazmak ayıp. ayıp ne, daha beteri suç.
aynı evde oturan 20 kişi aynı puanı almış, satırı satırına.
yarımağan'a göre burada bir acayiplik yok.
ama bizim yazdıklarımız acayip. allah aşkına siz söyleyin.
acayip olan kim?