bir yerlere gönderdim seni, gittin,
görmek için geri dönüşünü, kapıdan girişini,
gittin: her şey eskidi, buruştu, kireçlendi;
erişilmez bir uzay boşluğu, bir buzul süre.
dışarıya bakıyorum çıktığın kapıdan:
bir şilep gövdesi, bir depo, bir kaç vinç,
gelip geçen insanlar, uğultusu komşu denizin.
anladım birden, kendimi böyle kendimle denerken:
gitmemen geri gelmenden çok daha güzel,
ama seni beklemek de güzel, o da güzel.