atatürk'ün, iktisadi başarılarla desteklenmediği sürece hiçbir savaşın kazanılmış bir zafer olmayacağı ana fikrini ortaya koyduğu ve konuşmasından anladığımız kadarıyla da tüm bu gerçekleri sarhoş kafayla dahi düşünüp de dile getirebildiği ses kaydıdır.
gönül isterdi ki anlaşılabilsin kimilerince de bu durumu ama yazık ki işlerine gelmez. onların görebildiği yegâne tarafı, konuşma esnasındaki sarhoşluğudur. boşa değil; amel emele göre şekillenirmiş derler. gerçi bu tavırları ile şaşırtmıyorlar sağolsunlar. aynı teba değil mi eleştireceği kişinin sikini diline dolayan?
velhasılı demem o ki adamın içki masasında dahi(burayı açıklayalım. içki içmek, keyfi bir aktivitedir. hüznünden içen de kendi keyfine içer, sevincinden içen de, sebepsiz içen de öyledir.) kafasında memleket mes'eleleri vardır. hayatını yaşadığı süre zarfında olduğu gibi... ve gene aynı sarhoş(!) atatürk'tür ki ardında servetini bahşedeceği, gemicikler alacağı bir oğlu yoktur(bana göre iyi ki de yoktur, zira suikast düzenleyeni de çıkardı kendisine, tutup şeyini koparmaya çalışanı da...).
