varlığımla yokluğum başbaşa vermiş tartışıyorlardı bir gün. varlığım tüm yokluğumla birlikte varlığını kanıtlama çabasındaydı. yokluğumsa olmamışlığın verdiği görünmezliğine rağmen hala varlığımı etkilemesinden dolayı büyük bir kibirle bakıyordu.varolan bedenim yok olan ruhumu ele geçirmek istiyordu da yoku var etmenin yolunu bilmiyordu.yok olan ruhumsa bütün yokluğuna rağmen her acıyı hissetmekten nefret ediyordu. varlık, acıları yokluğa gönderiyor bütün ızdıraplar ona sığınıyordu.acı duymamaktan sıkılmıştı artık varlık, yoku kendine katmak istemesi de ızdıraba olan merakındandı.
ruhu hasta olan insanların belli bir süre sonra bedenlerinin de hastalanması bu merakın sonucuydu.