koşullu ve kısıtlı izin verilmesini emir olarak algılayan yazarın tespit sıçırtmasıdır.
nisa 34ü hala tartışan mı kaldı ya hayret? daha önce defalarca gündeme getirenlerin defterleri çeşitli tartışma platformlarında dürülüp münasip yerlerine dürtüklenmiştir. ama hayretle hala dürtüklenmemiş yazarlar çıkıp bana da dürtün demektedirler. el mecbur. görev bizi çağırıyor.
step one: dürülme safhası
kadın erkek eşitliğinden gireceksek kadın ve erkek eşit değildir. ancak birbirinin tamamlayıcısıdır. bir somun ve civata düşünürsek kadın erkek benzetmesini tam olarak yapabiliriz. bir cismi başka birine tutturmak istediğimizde ne somun ne de civata tek başlarına yetmez. ancak birleştiklerinde bir işlevleri olur. üstelik her civatanın dengi bir somun her somunun dengi bir civata olmalıdır. yoksa yine işlevleri olmaz. evlilik hayatında da somun ve civata örneğinde olduğu üzre birbirinin dengi iki eş mutlu olabilirler birbirinin tamamlayıcısı olurlar. bir taraf diğerinden büyük ise diğerine bol gelir tutmaz ve düşerler.
bu benzetmeye göre ne kadın ne de erkek birbirinin astı veya üstü durumda değildir. birbirlerinin hayat arkadaşı ve birbirinin tümleyenidir.
bu açıklamayı yapmadan doğrudan lafa girecek olsam kadınları aşağılamak olarak algılayabileceğinden bu benzetmeyi yaptım. şimdi girelim konumuza.
bir ayetin indirilişini irdelerken hangi şartlarda ve hangi devirde indirildiğini, o dönemdeki şartları gözden geçirmemiz lazım. bu ayetin indirilişi şu şekildedir:
(alıntı elmalılı tefsiri) "Ensar'ın ileri gelenlerinden Sâd b. Rebia'ya karşı hanımı Habibe binti Zeyd b. Züheyr ve bir rivâyete göre Habibe binti Muhammed b. Seleme isyan etmiş, o da bir tokat vurmuş, bunun üzerine babası kızını almış, Hz. Peygambere gidip şikayet etmiş. Hz. Peygamber de "Mutlaka ondan kısasını (öcünü) alırız." buyurmuştu. Bunun üzerine bu âyet indirildi. Peygamber (s.a.v.) de: "Biz bir şeyi yapmak istedik, Allah'da diğer bir şeyi irade etti ve şüphe yok ki, iyilik Allah'ın irade ettiği şeydedir."
nisa 34te hafifçe vurunuz tabirini biz eklemedik. o şekilde belirtilir hatta daha açıkça bir tabirle iz bırakmayacak şekilde (yüze göze değil iz bırakmayacak yerlerine) hafifçe vurunuz. buradaki cezalandırmanın hangi şartlarda ne için ve ne maksatla yapıldığı ise açıkça belirtilmiştir. buradaki vurma hırsını almak adına değil uyarmak amaçlı ve men etmek üzredir. şartı ise şu ayette saklıdır: Kadınların hayırlısı o kadındır ki, baktığın zaman seni sevindirir, emredersen itaat eder, gıyabında bulunduğun zaman da seni malında ve nefsinde korur. bu şartların delinmesi, en gizli aile sırlarının ifşa edilmesi, kocaya kötü sözle veya nazarla muamele edilmesi, evdeki eşyanın korunmaması vs.
emir ve itaat kavramı ise hükmetmek, kayıtsız şartsız bir kölelik durumu vb bir kavram değildir. dinim ev içindeki görev dağılımı dahilinde kocayı evin gereksinimlerinin karşılanması ile mükellef koşmuş ve bunları yapmayan erkeği erkek olmamakla suçlamıştır.
elbette ki hiç dövmemek en güzelidir. ama evlilikte çıkmaza giren bazı sorunların çözümünde bir şekilde girişimde bulunmak gerekli. ben 7 yıllık evliyim. eşime bugüne kadar şaka amaçlı vurmaları bir kenara koyarsak vurmadım. fiske atmadım. kavga anında duvara vurdum elimi yaraladım ama eşime vurmadım. çok şükür ki çıkmaza girecek derecede ciddi bir durumumuz da olmadı. ama diyelim ki olacak olsa çözüm yolu ne? ikaz amaçlı olarak hafifçe vurmak mı? en kısa yoldan boşanmak mı? (bekara karı boşamak kolay derler amiyane tabirle) islam aile kurumunu günümüz toplumundan çok daha büyük bir önem vererek ele almaktadır ve boşanmak en sonuncunun sonuncusunun sonuncu çaresi olarak başvurulmalıdır. ki boşanmanın da gerekçeleri en ağır şekilde dahi olsa erkeği karısını boşayarak ayrılmasından önce adet döneminden çıkmasını bekleyin ve bir sonraki adet dönemini bekleyin der. bu kocayı karısı hamile iken boşanmaktan alı koymak adına yapılmıştır. bu devrede koca karısı ile ilişkiye girmez. hamile olmadığından kesin emin olduktan sonra boşanmayı serbest bırakır.
yukarıdaki konuya geri dönecek olursak önce uyardı. yataklarını ayırdı. (buraya dikkatini çekerim. bak kadın devam edersen seni boşayacağım manası taşır.) hala devam ediyorsa darp ile ikaz etti.
demek ki neymiş. aslında kuran dövmeyi emretmiyor sadece koşullara bağlıyor ve şartlı kısıtlı bir izin veriyor.
step two: dürtülme safhası:
nisa - 34'ü kocanın karısını dövmesi için bir vize olarak değil kocası tarafından haklı haksız gerekçeli gerekçesiz ve ölçüsüz bir şekilde dövülen kadınları koruma amacı içerdiğini anlamak için din alimi olmaya gerek yoktur.