tam doğrudur belki bu bilgiler.. yani insanların ilk görüşte olan aşkı. alt tabanı bana boş geliyor bunun. hani temeli boş olan düşünceler gibi... ve bunun altını biraz kurcalamak istiyorum burada.
çok güzel değil mi? güzel bi kadın gelir masanıza ya da bir arkadaş toplantısında. aslında size o an güzel gelen tek o dur. sizden başkasınada güzel gelmez zaten. gelmez birader gelmez... tanışırsınız. inceden biraz süzersiniz... vay be güzel kızmış. teni nasıl duru, gözleri büyük ve burdayım diyor. saçlarının arasından sarkan gümüş işlemeli ve arasında resimlerde olan kızıl ağacı andıran koyu kızıl rengte taşları olan küpesi merhaba der gibi. kumral bi saçları vardı. ve bu bakış ile akıldan geçen binlerce düşünce ile kan beyine sıçranmış kül tablasında duran sigaradan bir duman alıp tekrar bakılır. ama bakılan belki bir kaç saniyedir. derken o kumral saçlarından arada ce der gibi çıkan gümüş işlemeli resimlerde olan o kızıl ağaçtan yapılan küpeyi elleri ile saçlarını geri ittiğinde nasılda kendini belli eder. o konuşur bi ses var fonda ama sadece uğultu. olay karşıda... olay bu sadece bu. bu av ve avcı olayı değil sadece duygusal ve biraz da tene dayalı çekiş. bi kadının sıcak nefesini hissetmekte yatıyor. biraz fazla erotizm ama bi erkeğin içinde olması gereken...
filmlerde yaşanan kitap çarpması vakaları bu zamanda yaşanan ilk görüş aşkı değildir. o biraz fazla kurgusal. ilk bakışta aşk sanırım beyinsel bi aktivide. çünkü yazdığımdan öte düşünceler daha bi hormonları tetikler. hormonları aslında kendine yandaş edinir. buna cinsel oburluk eklenince mükemmel bi tek gecelik aşk olur. burda asıl önemli olan kalbe kabul ettirmek ve kendini frenlemek. bu da zamanla olur.