ne yazık ki doğru olması çok yüksek bir olasılıktır. cemaatin yıllardan beri yürüttüğü kadrolaşmanın halkta hezeyan yaratacak boyuta gelmesinden başka bir şey değildir. cemaat kendisine gelen lise öğrencisine iş ve eş sözü verir. bunu tabi ki cümlelere dökmez ancak öğrencilere bu güveni verecek her şeyi yapar, örnekler gösterir. cemaat dersanelerinde meslek günleri aslında "eğer bize katılırsanız bu noktalara gelirsiniz." demekten başka bir şey değildir.
cemaat emniyet güçleri dışında okullara da sızmış durumda. hatta bu öyle bir noktaya geldi ki öğretmenler bazı okullarda cemaatçi - cematçi değil olarak ikiye ayrıldı. aynı branşın, aynı sınıfın farklı şubelerdeki öğretmenleri birbiriyle konuşmaz hale geldi. bu sessiz kavga da herkes cemaatçi olana kadar sürecek.
cemaatin orduya sızma politikası ise yavaş da olsa ilerliyor. ordu içinde az adamı olan cemaat bu sorunu aşmak için de kolları sıvamış durumda. örneğin orduya sokmak istediği öğrencilerin kendi dersanelerine olan kayıtlarını siliyor ya da öğrencileri farklı isimlerle kaydediyor. tıp fakültesine gitmek isteyenleri gata' ya yönlendiriyor. çünkü ordu oldukça nihai amacına ulaşamayacağını biliyor. ordunun da cemaat dersanesine giden öğrencilerin üstünü çizmek istemesi haksızlık gibi gözükse ve cemaatin yapmak istedikleri ve yaptıkları ordunun bu tutumunu meşrulaştırıyor.
cemaat birçoklarına sempatik gelse de ve hatta gerçekten güzel şeyler yapsalar da sonuç olarak yaptıkları ülkeyi bölüyorlar. bugün üniversite öğrencileri arasında cemaatçi olan büyük bir grup var. bu grup diğer öğrenciler üzerinde huzursuzluk yaratıyor. belki böyle olmasını o öğrenciler de istemiyor ancak değer yargılarındaki farklılıklar nedeniyle asla diğer öğrenciler ile kaynaşamıyor.
sonuç olarak bugün cemaatin geldiği nokta, edindiği siyasi ve ekonomik güç tehlikeli boyutlarda ve büyümeye devam ediyor. bu süreç ne yazık ki iki şekilde sonuçlanacak, ya herkes onlar gibi olacak ya da tarihteki diğer fanatik gruplar gibi halkın etkisiyle silinip gidecekler.
