heracles'de başladığım kariyerimde ilk yılımda hollanda ligini gol kralı olarak bitirdim. ikinci sezonun ortasında manchester city'den teklif aldım. 18 yaşındaki genç bir oyuncu için rüya sayılacak bu teklife atladım doğrudan. yalnız beni kötü bir sürpriz bekliyordu, city'ye gittiğim ilk anda beni antrenman takımına koydular. neyse çok sürünmedim orda, iki antrenman maçında a takımı perişan edince, hemen maç kadrosuna alındım. city'de geçen 1,5 sezonun ardından oyundaki en büyük iki hedefimden biri olan liverpool'a transfer oldum. muhteşem bir sezon geçirmeme rağmen yeni heyecanlar istiyorum diyerek, Lyon'a transfer oldum. amacım Lyon'a da CL kupasını kazandırmaktı. bunu da başardıktan sonra lyon'daki misyonumu tamamladığımı düşünerek , italya ligi tecrübesi yaşamak için roma'ya transfer oldum. aslında hedefim barcelona'ydı ama onlardan bir teklif alamadım. roma ile de cl kupasını kazandıktan sonra, dünya kupası'nda fırtına gibi estim. barca'dan beklediğim teklif gelmiyordu bir türlü, transferin kapanmasına 3 hafta vardı ve AC milan'a göz kırpıyordum. dünya kupası final maçı sonrası ac milan'a imza atacağımı söyledim. Fakat o da ne final maçının hemen ardından barca'dan teklif aldım. tabiki de hiç düşünmeden oraya gittim. berlusconi'nin yakalarsam fena yaparım o çocuğu dediği söyleniyor hakkımda. bu arada arjantin mili takımında forma giyen ilk türk oyuncu olarak da mutluyum. seneye barcelona'dan ayrılıp ac milan'a giderim artık ayıp ettik adamlara.