sabah sabah yine namaza durduk günlük. millet kahvaltı etmeden namaza durunca ağızları lağam çukuru gibi kokuyor günlük. yanımdaki şükrü bende hızlı gitmişti selam verirken yüzleriminiz aynı yöne dönük olmuştu. şükrü'nün o "es selamu aleykum ve rahmetullah" derken ki yüzüme doğru üfleyişi. az daha baylıyordum günlük.
akşam osbir çekmiştim. cemaatteki abiler bunları yapmanın günah olduğunu söylediler ama ben yine de dayanamıyorum günlük. ama eskisi kadar istemiyorum artık sanırsam yemeklerimize konulan şaptan dolayı.
neyse sabah yine kamyonla paket paket çay geldi. sağ olsun akp çok fakir olduğumuz için bize hergün gıda yardımı yapıyordu. günde 5 paket çay bitiriyorduk günlük. öyle böyle değil. bi oturuşta 7 çay birden içilir mi be günlük.
kahvaltımızı edip terasa geçtik. başladık risale i nur'dan bölümler okumaya başladık. bi' aydınlandık bi' aydınlandık sorma günlük.
öğle namazından sonra televizyon izlemeye başladık günlük samanyolu tv'de sırlar dünyası'nı izleyip ibretlik dersler çıkardık.
sırlar dünyası'ndan sonra hoca efendimizin konuşmalarını izlemeye başladık. hepimiz salya sümük ağlıyorduk günlük. kimse neye ağladığını bilmiyordu ama olsun biz yine de ağlıyorduk.
akşama doğru yeni şakirt adayları geldi günlük.
ben onlarla oyun oynuycaz sanıyordum ama abilerimiz onlara dini bilgiler gerektiğini söyledi. olsun çocukluklarını oyun oynayarak geçiremeyecekler ama ileride cemaat sayesinde iyi yerlere gelecektiler.
akşam namazını da kılıp tekrar tv başına geçtik günlük. ulusa sesleniş vardı bugün. başbakanımız yine çok anlamlı şeyler söylüyordu.
gerçi ben dinlemekten çok hayal kurmakla meşguldum, yine karı-kız düşünüyordum.
o kadar şapa rağmen nasıl bu kadar abazan kalabildim hala anlamıyorum günlük.
saat şimdi 10.00 yatmamız gerekiyor günlük.
adamlar odalarımızın kapısını söktüler odamızda bile yalnız kalamıyoruz.
neyse millet yatsın da bi' posta atıp öyle yatayım.
ulan sanırsam millet de benim gibi her hafta çarşafları yıkamak için topluyorum. hepsi yapış yapış.
