dünyanın en kıymetli varlığı ananın, en kıymetli varlığı çocuğu için aldığı önlemlerdir.
iyi niyetlidir hep; kesik kesik öksürürsünüz, iki kere üst üste hapşurursunuz, suratınızın rengi biraz solmuştur, hafif iştahtan kesilmişsinizdir. hemen odanın kapısında belirir, elinde bir bardak su, antibiyotik, şurupla beraber. ayak sürürsünüz, diretirsiniz, asla kabul etmez. siz o ilacı alana kadar beyninizin etini yer. 'iyi be iyi, ver içeyim...' dersiniz, mutlu olur. 'o ilacın tadı kötü, sevmiyorum!!' diye mızmızlanır, salaklık yapıp içmezseniz, bir de üzerine gidip hasta olursanız, yine küsmez, gücenmez. 'ben sana dememiş miydim?' diye sorar ama yine yüreği dayanmaz, bir hemşire, doktor gibi size bakar.
hakkı ödenmez anaların. bu da sebeplerden sadece biridir.