çocukluğumun en çalkantılı zamanlarıydı efendim. babaannem her hafta düzenli olarak gittiği hamama benide götürürdü. bacaklarının arasına sıkıştırıp, çelikbilek yeşil sabun ile kaynar su kürü uygulardı bana. bağırdığımda ve ağladığımda da kafama tarihi hamam tası ile vurur, susturmaya çalışırdı. hamama giren bir erkek çocuk olarak hiç bir zaman sağlam bir hatun göremedim efendim. genelde belirli bir yaş gurubu insanın gittiği hamam, dizlere kadar inmiş memeler, kocaman göbekler ve selülitten portakal bahçesine dönmüş baldırların dolup dolup taştığı bir mekandı. içerinin verdiği hararet ve kesif sabun kokusunun ilginç bir sauna kıvamına gelmesi, ter döktürüp insanı çılgınlar gibi susatırdı. hamama gideceğimiz için tek mutlu olduğum an ise, çıkışta skimdirik bir havuzun başına oturup, kana kana gazoz içmemizdi. hamamda gazoz içilirdi, içilmeliydi. artık ne varsa içinde, sudan bile daha fazla tüketip, serinledikçe serinleyesini getiriyordu insanın. bir gün yıkanırken babanem külodumu indirmiş ve tellak teyze benim pipimi görmüş. babaneme "kocanı da getir istersen hanım" demiş. o gün bu gündür ne zaman hamam önünden geçsem, içeri girip bir kasa gazoz içesim gelir. utanır, kaçarım, uzaklaşırım hemen o mahalden efendim.