bu başlık ne diye bu kadar kötülendi anlamadım.
ya kötüleyenler yobaz olduğunu kabul etti (ki yobaz olduğunu kabul eden bir adam gözümde bildiğin suçludur) ya da gerçekten okuyanın başına oruç vurdu. yobaz dediğin adam inadığı değeri her şeyin üstüne çıkarıp koşulsuz kabul eden ve de bu yetmiyormuş gibi başkasınada bu fikirlerini aşılmaya çalışan kişidir. ayrıca burda bahsettiğim yobaz, bildiğin dinci yobaz değildir.
bir sosyalistte gayet yobaz olabilir, bir kemalistte. ama ülkemizde kadın hakları konusunda anladığınız türden yobaz daha bir katıdır. lafım da tamamen onlara. ha kemalist falan değilim. ama gelip bu entry üzerinden kemalizme laf sokan sefillere de acımıyor değilim.
başlık yanlış anlaşılmaya gebe. ama her türlü arkasındayım. bütün bir yaşamını kara ağlarla örmüş bir adama kadın hakları konusunda neyi tartışabilirsin. kadın dediğin de canlı bir varlıktır. kutsal kitaplar ona ikinci sınıf insan muamelesi yapmışsa bu da benim suçum değil. kitaplara göre hareket etsek bügün kadının dışarı çıkması bile yasaklanır. tabi erkek egemen bu dünya da, erkek mümkün olduğunda kendi hegemonyasını sürdürmeye devam ediyor. hem yasaların, hem toplumun, hem de dinin ona sunduğu bu nimetlerden dehlizlerine kadar faydalanmaya çalışarak.
türbana gelince, bir adam konuşurken götüne parmağını sokup konuşuyorsa ondan pek bir şey beklememek gerek. kendi hür iradesiyle türbanı takan insana kim ne diyebilir. ama gerek toplum gerekse aile bireyleri ve bazı yerlerde yasaların baskısıyla elinden bütün bir yaşamı çalınmış kadınlar hakkında konuşmak ve kadına o yaşamı dayatan koşulları eleştirmekse en doğal haktır. neticede baskı vardır.
