sünnet bildiğiniz gibi penisi dış ortamlardan korumak maksadıyla oluşmuş olan derinin bir kısmının alınması olayıdır. sağlık açısından bakıldığında pek çok faydası olduğu söylenebilir. ancak bu faydalar, korunmasız ve ilkel şartlarda yapılan cinsel birleşmeler için geçerlidir. yani gerekli önlemleri alan biri için de aslında pek de anlamlı değildir. yoksa sünnetsiz milyarlarca insan hastalıktan kırılıyor olacaktı. kaldı ki cinsel yolla bulaşan hastalıkların oluşum yeri de sünnetle alınan deri altı değildir. daha çok dış kaynaklıdır. mesela aids maymun eti yiyen insanlar sayesinde dünyaya bulaşmıştır. yine hepatit de çeşitli kimyasalların etkisiyle öldürücü haline dönüşmüştür. frengi denen hastalığın etmeni olan canlı da yine dış kaynaklıdır. yani sünnet sürekli orospu kadınlarla yatan ve yattığı insanların hijyenik durumunu gözetmeyen az gelişmiş toplumlar için ortaya atılmıştır. ortaya atılış nedeni de zaten sağlık felan değildir. neyse konudan sapmayalım.
sünnet olmayı çeşitli ahlaki meşruiyet ya da toplumsal kabul görme ölçütü olarak ortaya koymak tamamiyle ilkellik örneğidir. sikten kesilen bir parça et ile kişi ruhen ve aklen aklanabiliyorsa ortada müthiş bir ilkellik söz konusudur. küfür ederken bile insanlara sünnetsiz demek, sünnet olmayana kız vermemek ya da sünnet olmamış birine hastalıklı gözüyle bakmak kokuşmuşluğun bir göstergesidir. zaten kriteri et parçası olan birinin beyni de sikten farksız değildir.
özellikle müslüman ülkelerde yapılan ve son zamanlarda yattığı kadınlardan kapacağı hastalıkların olasılığını düşürmek isteyen gayri müslimler sünnet olmaktadır. müslümanların da %80'i çocukken sünnet olduğu için olayın farkında olmamaktadır. belki de kendilerine sorulsa böyle bir şeyi gerçekleştirmeyecekler ama işte dinin özündeki ilkel doğmatizm sorguyu ve tercihi yasaklamaktadır.
sonuç olarak sünnet olmak ne toplumsal ne de ahlaki olarak hiçbir anlam taşımamaktadır.