"hayalimi yirmidört saat zihninde asmandır" dedi adam.
kadın hayallerini gözden geçirdi;
bir adam, sigaraya karışık parfüm kokuyor.
bir bebek; kokusu "o adam" ı hatırlatıyor.
bir ömür; seyrinde aşk kokuyor.
bir ihtiyarlık; kırışıklıkların "o adam" ın gamzelerine henüz yenik düşmemiş.
bir ölüm; "o adam" ın nefesine nefesin karışıyor.
"hayalin yirmidört saat zihnimde asılı" dedi kadın.
"öyleyse aşk bu"
ellerini tuttu adam kadının, elleri biraz çamaşır suyu biraz soğan kokuyordu kadının.
bu işte bir "kadınlık" vardı, bu işte bir emek vardı.
" Karımınkiler öylesine, çocuğuma bakmaktan,
Tahta uğmak,sabah karanlığı ateş yakmaktan. "
bunu bir adam anlayabilir miydi?
eğer anlarsa, bu adam "o adam" dı.
" Eller, hepsi de beşer tane parmaktan,
Eller, türlü türlü... Yaşamaktan. "
" yaşanmamış bir çift el sunuyorum sana " dedi kadın.
" yaşaman için "
bunlar sadece bir çift el değil, bir çok şeyin simgesi.
bu ellerle hazırlayacağım her sabah sigara böreği kokan kahvaltını.
bu ellerle oynayacağım saçlarınla bir akşamüstü sen televizyona dalmışken.
bu ellerle bakacağım ateşine; hastalandığında.
bu ellerle dokunacağım kalbine ilk defa.
bu ellerle bağlayacağım kravatını her sabah seni işe uğurlarken.
bu ellerle değiştireceğim " senin çocuğunun " altını.
bu eller herhangi bir kadının elleri değil.
" hiç bırakmayacağım ellerini " dedi adam.
ve kadın teslim etti ellerini adamın avuçlarına..