Öncelikle şeytan taşlamak nedir, bir kere bu konunun açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Şeytan taşlamak Kur anda geçmez, yalnız dinimiz Kur andan ibaret değildir, peygamberimizin sünnetide dinimizin temel taşlarından biridir. Bir hadis-I şerifte;
"ibrahim (a.s.) hac menâsiki için geldiğinde, Akabe cemresi yanında şeytan O'na gözüktü, ibrahim (a.s.) ona yedi taş atarak yere geçirdi. ikinci cemre yanında tekrar Hz. ibrahim'e gözüktü. Aynı şekilde ona yedi taş atarak yere geçirdi. Üçüncü cemre yanında yine gözükünce, aynı şekilde yedi taş attı, nihayet şeytan yerin dibine geçti. " ibn Abbâs: "Şeytanı taşlıyorsunuz ve babanız (ibrahim)'in sünnetine tâbi oluyorsunuz" dedi. (Ahmed b. Hanbel, I, 297)
Hanefî Mezhebine göre, şeytan taşlama vaciptir. Bunu terkedenin kurban kesmesi gerekir. Vacip oluşunun delili, Rasûlullah (s.a.s.)'in sünnetine dayanan ümmetin icmaıdır. (el-Kâsânî, Bedâiü's-Sanâyi, II, 136).
Nitekim Câbir (r.a.), Peygamber (s.a.s.)'in kurban günü bineğinin üzerinde olduğu halde cemrelere taş atarken şöyle dediğini rivayet eder:
"Menâsikinizi benden almanız için böyle yapıyorum. Çünkü bu haccımdan sonra tekrar hacredeceğimi bilmiyorum. " (Müslim, Hac, 310).
Aynı şekilde bir sahabenin şunu söylediği rivayet edilir;
"Ben Rasûlullah (s.a.s.)'ın Kurban Bayramı günü Akabe cemresi yanında vadinin ortasında durup cemreye yedi taş attığını, her taşla birlikte tekbir getirdiğini ve taşları attıktan sonra oradan ayrıldığını gördüm." (ibn Mâce, Menâsik, 64).
Dinler sonuç olarak değiştirilmez, ama yeniden yorumlanabilir dogmalardan oluşur. Hac ibadeti için ta Mekke ye gidilmesi ile şeytan taşlanması arasında bir fark yoktur. Fakat bunun yapılması değil yapılış tarzı eleştirilmelidir. O zamanlar onbinler olan hacı sayısı, şimdi milyonları bulmuştur. Bu ibadetin yapılma tarzı artık değiştirilmelidir, o doğru. Ama şeytan taşlamanın veya taşlamamanın tartışılmaması gereklidir.