belki basit bir örnek ama bu konuya uygun. internete ne diyelim, türkçesi ne olsun mevzuu vardır ya sen yap adını mahmut koy başkaları düşünsün ne diyeceklerini.
orjinalinden okuyacak kadar ingilizcem yok gerçi felsefe okuyacaksan almanca bileceksin derler. (konunun uzmanı değilim o yüzden çok ahkam kesmeyeceğim.) tahminimce ortalama bir alman da zaten anlamaz hegel'i nietzsche'yi. felsefeyi uzmanı yapar halkın anlayabileceği şekilde anlatırlarsa ne ala.
gelelim türçe'nin felsefe dili olması konusuna. daha önemlisi şu: bizim ülkemizde neden felsefe üretilmiyor. neden dünyaca tanınmış görüşleri takip edilen bilim insanlarımız yok.
bu konuda da treni kaçırdığımızdan olabilir mi? nasıl ki sanayi devrimini hala gerçekleştirememenin sıkıntılarını yaşıyoruz... descardes aydınlanma çağının ilk ışıklarını yakarken o zamanlar bizler (yani türkler) neler yapıyorduk.
osmanlıcaya sırt çevirmemiz gerçekten çok hatalı olmuş. bunu şimdi görebiliyoruz. öyle acı bir durum ki üçkuşak önce yaşayan atalarımızın ne yazdıklarını anlayamıyoruz. bu kültür kopuşunun yarattığı sonuçları görebiliyoruz. dil devriminin artı yönleri tabi ki oldu ama keşke ikinci dil olarak bizlere ingilizce öğretildiği kadar osmanlıca da öğretilseydi.