Dedikoducu Kız ile Küçük Sırlar arasında ki benzerlikler şaşırtıcı derece fazla. Hani bir şeyden esinlenilir de, aynısı alınmaz.
Karekterler bile neredeyse aynı. Sadece kişilik özellikleri olarak değil, görüntüleri bile aynı. Serena Von Der Woofsen; Dedikoducu Kız'da sarışın, uzun boylu ve oldukça güzel...
Bizim dizimizin baş karakteri: Su (Sinem Kobal); Sarışın, uzun boylu ve o da oldukça güzel...
Aile hayatları biraz farklı tabi. Burası Türkiye ne de olsa ama ikiside ilgi odağı, iyi kalpli ve görünen hayatları kusursuz.
Blair karakterini biraz değiştirmişler. Serana'nın en yakın arkadaşı Blair, karakter olarak Ayşegül'e benziyor; plancı, çıkarcı ve pek arakadaşı olmayan. Fakat Küçük Sırlar'da Su'yun en yakın arkadaşı Arzu; fazla güçlü değil ama Blair gibi kıskanç. Blair en yakın arkadaşına zarar vermezken Arzu Su'ya zarar verebilecek bir karakter. Zaten ilk bölümde de bunu gördük.
Her iki dizide de, bu gösterişli dünyanın dışında kalan ve okulda dışlanan iki karakter var. Bunlar bir ağabey ve onun bir kız kardeşi... Aynı Dedikoducu Kız da olduğu gibi. Dedikoducu Kız'daki Dan ve Jenny, Küçük Sırlar'da ki Demir ve Meriç olmuş...
Küçük Sırlar'daki Su ile Demir, çıkmaya başlarlarsa dizinin senaryosu da aynen alınmış demektir.
Birçok benzerlik daha var. Dedikoducu Kız'ı yani Gossip Girls'ü izlemiş olanlar bunları görecektir.
Karakter farklılıkları elbette ki var, olmalı da. Dediğim gibi aile yaşantıları, aile sorunları bizim kültürümüze adapte edilmiş.
Gelelim gözüme takılan bazı küçük farklılıklara. Dedikoducu Kız'da dedikodular bilinmeyen bir kişi tarafından Twitter aracılığıyla duyuruluyordu. Küçük Sırlar'da ise dedikodular şimdilik kulaktan kulağa... Bunun nedeni Türk izleyicisinin Twitter'a biraz yabancı olması olabilir.
Ancak; karakterlerin gerçek bir Twitter kullanıcısı olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Dizide yazılan Twittler hesapları, gerçekte de Twitter'da mevcut.
Bir de, çok eleştirileceğini düşündüğüm bir konu daha var, kıyafetler. Daha 18 yaşına gelmemiş liseli gençlerden bahsediyorum.
Dedikoducu Kız'da da böyleydi ama burası Türkiye, söylemeden geçemeyeceğim. Çünkü dizi karakterlerin ölümlerine cenaze töreni hazırlayan, arkalarından yas tutan bir ülkeyiz. Şimdi bu diziyi gençlerimiz benimserse, ki öyle olacağından pek kuşkum yok, katakterler oldukça güzel, kıyafetler desen son moda ve dedikodunun alası var. Yani gençler tarafından benimsenirse, liseli kızlarımız jartiyer gibi çorap giyip topuklu ayakkabıyla okula gelmeye kalkarlarsa ne olacak?
isterdim ki, bunun sadece bir "dizi" olduğunu unutmayalım. Eğlenmek, gülmek bazen de düşünmek için izleyelim ama nedense öyle olmayacağını düşünüyorum.