oyunculuk kısmında kendisi hakkında yorum yapmama gerek olmadığını düşünüyorum. Beraber yetiştiği tiyatro neslinde tutunabilen, tutundukça daha da iyi olan, o dönemin sayılı oyuncularından biri olmayı başarabilmiş, hatta üstat olmuş birisidir. Benim hakkında yazmak istediğim kısım söylediği türk sanat müzikleri... Sen nasıl bir adamsın, sen nasıl bir insansın? Bir insan nasıl böyle tizlere çıkabilir kontrolünü kaybetmeden ve nasıl böyle güzel bir sese sahip olabilir? Valla bulamıyorum bu soruların cevaplarını. Ama en çok da kendisine saygımın bir kat daha artmasına neden oluyor bu sorular çünkü kendisi en iyi yaptığı işi yapıp tiyatroda kalmış ve müziğe de girişmeyi seçmemiş, bu kulvarı da o işin ustalarına bırakmıştır. Tabi gönül isterdi ki, şöyle seninle karşılıklı bir rakı sofrasında sivri akıllılar filmindeki gibi karşılıklı içip senden dinlesem o besteleri...
Zamanında petrol kralları filminde mahalleye yeni taşınan kızı gördükten sonra çoşkun sabah'ın baharı bekleyen kumrular gibi bestesini seslendirmişti ve o zamanlar kendisi gençti sene 1978 idi. Bugün televizyonda gezinirken geçen sene bir çok futbol severin ahını alan papatyam dizisinin reklamlarında aynı durulukta, aynı güzellikte seslendiriyordu bu parçayı. Aradan geçen 32 yıl sesinde hiç bir şey değiştirmemiş, tabi ki beyefendiliğinde de.